PARAGRAF NEDİR? PARAGRAF SORULARINI ÇÖZERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?


PARAGRAF NEDİR
      
       Paragraf, herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüne denir.Daha geniş bir ifadeyle paragraf "bir duyguyu,bir düşünceyi bir isteği,bir durumu,bir öneriyi,olayın bir yönünü,yalnızca bir yönüyle anlatım tekniklerin­den ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak anlatan yazı türüdür.Kelimeler cümleleri,cümleler paragrafları,paragraflar da yazıları oluşturur.Paragraf bir yazının küçültülmüş bir örneğidir.Bu yönüyle yapı bakımından bir yazıya benzer.Nasıl yazıda giriş,gelişme,sonuç bölümleri varsa paragrafta da aynı bölümler vardır.
      Her paragrafta bir düşünce savunulur.Paragrafın bir bütün oluşturabilmesi için cümlelerin de yapı ve anlam yönüyle bütünlük oluşturması gerekir. Paragraftaki düşünceler hem kendi aralarında birbirine bağlı hem de ana düşünceye bağlıdır.
     Paragraf kendi içinde bir bütünlük oluşturduğu gibi yazı içinde de yazıyla bir bütünlük oluşturur. ÖSS’de seçilen paragraflar böyle kendi içinde bütünlüğü olan ve dışına çıkılmayı gerektirmeyen paragraflardır.

PARAGRAFLARDA SIKÇA KULLANILAN BAZI KELİMELERİN ANLAMLARI:
       Sevgili  öğrenciler, aşağıda  sözcükte anlam, cümlede anlam ve paragraf sorularında sıkça karşınıza çıkan sözcükler ve bunların anlamları verilmiştir.Bu sözcüklerin anlamlarını bilmeniz şüphesiz ki söz konusu sorularla ilgili karşınıza çıkacak soruları daha çabuk ve daha kolay anlamanızı sağlayacaktır, bunun sonucunda ise bu soruları hem daha kolay anlayacaksınız hem de soruyu doğru cevaplama şansınız artacaktır.Umarım, birkaç saatinizi ayırıp bu sözcüklerin anlamlarını öğrenirsiniz

Adaptasyon:Uyarlama                                                      Adapte:Uyarlanmış
Ağdalı:Anlaşılması güç, karmaşık                                       Ahenk:Uyum, düzen
Akıcılık:Sürükleyici olma,okuyanı sıkmama                        Aktüel:Güncel ,edimsel
Alaturka:Türk geleneklerine uygun                                    Alafranga:Batı tarzında,Türk geleneklerine uygun olmayan
Anlatı:Hikaye etme                                                           Bağdaşmak:Uyuşmak
Banal:Bayağı, sıradan                                                       Betik, bitik:Kitap, mektup…
Burjuva:İmtiyazlı,seçkin,soylu                                           Biçem:Üslup,tarz,anlatım biçimi
Çağrışım:Hatırlatma                                                         Çeşni:Çeşit,tat, hoşa giden özellikler
Çağdaş:Aynı çağda yaşayan,uygar                                     Dejenere:Yozlaşmış, aslını koruyamamış
Devinim:Hareket,eylem                                                    Diksiyon:Duru,kurallara uygun güzel konuşma
Duyarlılık:Hassasiyet                                                        Dikte etmek:Bir düşünceyi zorla kabul ettirmek
Dingin:Durgun,hareketsiz,sakin                                         Dinleti:Bir topluluğa bir şeyler anlatmak,konser
Diyalog:Karşılıklı konuşma                                               Doğaçlama:İrticalen,metne bağlı kalmadan içinden geldiği gibi konuşma   
Doğallık:Yapmacıksız, gösterişsiz                                      Dramatik: Acıklı
Edimsel:Hareketli,fiili                                                       Ego:Ben
Eğreti:Geçici,sınırlı                                                           Empoze:Zorla kabul ettirme
Erek:Amaç,maksat                                                          Etik:Ahlaki,ahlakla ilgili
Fantezi:Sonsuz hayal                                                        Fenomen:  Olay,olgu
Fonetik:Ses bilgisi                                                            Görece:Kişiden kişiye değişebilme durumu
Güdüm:İrade,                                                                  İçerik:Bir şeyin içerisinde bulunanların tümü,muhteva
İkilem:Çatışma,iki durumdan birini seçme                         İlinti:İlgi, ilişki
zorunluluğu
İma:Dolaylı, üstü kapalı anlatma                                      İmge:Hayal,hülya
İnan:İnanma işi                                                               İndirgeme:Bir işi daha kolay kısa ve yalın hale getirme
İşlev:Görev, fonksiyon                                                    İrdelemek:Detaylı olarak incelemek
İroni:Alaylı söyleyiş,acıklı ve komik                                  İvedi:Acele,
Jest:El, kol veya baş ile yapılan uyumlu hareket                 Kriter:Ölçüt,kıstas
Kitle:İnsan topluluğu                                                       Kuram:Kanıtlanmamış,teori,soyut bilgi
Mistik:Aklın erişemediği  şey                                            Nicelik:Sayılabilen ölçülebilen,azlık,çokluk…
Nükte:İnce anlamlı, düşündürücü                                     Ödün:Taviz
ve şakalı söz,espri          
Özlülük:Az sözle çok anlam ifade etme                            Özgün:Yalnız kendine has bir nitelik taşıyan,farklı,orijinal
Özveri:Fedakarlık                                                           Payanda:Dayanak
Polemik:Ağız kavgası,sert tartışma                                    Realite:Gerçeklik
Salt:Yalnız,tek                                                                Sav:İddia, tez
Simge:Sembol                                                                 Süreğen:Sürüp giden
Tasarı:Proje, plan                                                            Tem:Tema
Tinsel:Ruhi,manevi                                                          Tutarlılık:Çelişen fikirlerin olmaması
Yadsımak:İnkar etmek, yabancı kalmak                            Yaratı:Eser, yapıt
Yazın:Edebiyat                                                                Yazınsal:Edebi
Yetke:Otorite                                                                  Yetkin:Olgun, mükemmel
Yoğunluk:Yazıda birçok anlamın bir arada olması              Yazınsal yaratı:Edebi eser
Salık vermek:Öğüt vermek, tavsiye etmek                   Kanıksamak:Alışma

                        PARAGRAF SORULARINDA ÇOK ÖNEMLİ HUSUSLAR
1.) Paragraf sorularının çözümüne mutlaka so­ruyu okuyarak başlayın. İşe doğrudan paragraf oku­narak başlanırsa paragrafta ne arandığı, paragrafın niçin okunduğu bilinmediğinden, paragraf, boş yere okunmuş olur. Bu durumda paragrafı iki defa okumak zorunda kalırız ki bu da bizim için büyük zaman kaybı olur.
2.) Paragraf  sorularında“soru kökü” çok dikkatli okunmalıdır. Değinilmemiştir, vurgulanmamaktadır, çıkarılamaz tarzındaki soruları" değinilmiştir, vurgulanmaktadır, çıkarılır" diye okursak soruları yanlış cevaplarız.
3.) Paragraf soruları diğer sorulardan daha kolaydır. Çünkü paragraf sorularının hem cevabı paragrafın bütünlüğü içindedir, hem de bu sorularda gramer ya da edebiyat bilgisine gerek yoktur. Okuma alışkanlığı olan, az çok kitap okuyan öğrenciler bu soruları çok rahat çözer.
4.)Paragrafta  anlatılan şeyler mutlaka paragrafın bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir. Paragrafta inanmadığımız ve bize göre doğru olmayan şeyler anlatılsa bile bunlar doğrudur. Çünkü sorular mutlaka "parçaya göre" cevap­landırılmak zorundadır. Bu yüzden paragraf soru­larında kesinlikle paragrafın dışına çıkılmamalı.
5.)Paragraf soruları uzun göründüğü için birçok öğrenci zaman kaybetmemek için paragraf sorularını çözmeden geçer. Oysa bizim ÖSS’de her bir soruya çok fazla ihtiyacımız vardır. Paragraf dışındaki kısa sorulardan zaman ta­sarrufu yaparak, paragraf sorularında ise sorudan başlayarak paragraf sorularını yeterli zamanda ra­hatlıkla çözebiliriz. Zaten paragraf sorularının büyük çoğunluğunun uzun metinler olmasına rağmen çok basit sorular olduğunu göreceksiniz.
6.)Paragraf sorularındaki metinlerde anlamını bilmediğimiz, daha önce duymadığımız ya da duyup, okuyup sık kullanmadığımız bazı özel kelime ve kavramlar karşımıza çıkabilir. Bu kelime ve kavramların bilinmesi metni daha iyi anlamamızı sağlar.
7.)Paragraf sorularında genel bir insan tipinden söz edilir. Bu insan tipi ÖSS sorularını hazırlayan kişilerin  yetiştirmek istedikleri (ya da üniversitede okumasını istedikleri) insan tipidir. Bu insan tipinin özelliklerinin bilinmesi bence paragrafların çözümünü çok kolaylaştıracaktır. Bu genel insan tipinin özelli şunlardır:           

a) Savaşlara, teröre, sömürüye karşıdır.
b)Hızlı sanayileşme sonucu doğanın tahrip edilmesini onaylamaz.
c)Doğayı fazlasıyla sever. Yeşile ve yeşilliğe tutkundur. Beton yığınları arasında yaşamaktan sıkılır. Doğaya yönelmek, doğayla iç içe olmak onu rahatlatır. İnsanlardaki doğa sevgisi azaldıkça birbirlerine olan sevgilerinin de azaldığına inanır.
d)  Saygılı, hoşgörülü ve sevecendir. İnsanları düşüncelerinden dolayı kınamaz.
e)  Düşünce özgürlüğünden yanadır. Herkesin düşüncelerini açıkça ve rahatça söyleyebilmesi taraf­ındır.
f) Akla ve bilime çok önem verir. Bâtıl düşüncelere, hurafelere ve geçerliliği kanıtlanmamış (ispatlanmamış) düşüncelere karşıdır.
g)Yenilikçidir. Yeniliklere açıktır. Sürekli yenilenmeyi ve değişimi savunur. Kendini yenilemeye, değişimlere karşı duran insanları onaylamaz.
h) Sanata tutkundur. Sanatın her dalını sever. Sanata ve sanatçıya büyük önem verir. Sanatın in­sanı yücelttiğine inanır.
ı) Eğitimi her şeyin üstünde görür. Eğitimin ol­madığı yerde hiçbir gelişmenin olmayacağına inanır.
i) Okuma tutkunudur. Okumanın insan düşüncesini ve evrenini genişlettiğine inanır. En büyük ıstırabı insanların okumamaları, okumaya gayret etmemeleridir.
j)Sanat ve edebiyatta ulusallığı (millî olmayı) savunur. Sanatçılar ve edebiyatçıların önce yerli olanı iyice tanıyıp incelemeden evrensel olanı yakalayamayacaklarına inanır.
k)Sanatın ve müziğin evrensel olduğuna inanır. Bir insanın Yunus Emre'yi sevdiği gibi Hugo'yu da sevebileceğini savunur.
I) Geçmişini iyi bilmeyen toplumların gelecekler­inin karanlık olacağına inanır.
m) Dürüst, yardımsever ye nazik bir insandır.
n) İnsana çok fazla önem verir. Evrendeki her şeyin temelinde insan vardır. İnsanın olmadığı yerde hiçbir şeyden söz edilemez.
o) Çocukluğuna ve çocukluk günlerine büyük bir özlem duyar. Sık sık çocukluğuna, anılarına döner.
ö) Aydınların ve sanatçıların görevlerinin toplu­mun sorunlarına sahip çıkmak ve toplumu yüceltmek olduğunu düşünür.
p) İyimser ve mutludur. En küçük olaylardan ve durumlardan bile kendisine mutluluk adına bir pay çıkarır.
r) Mücadeleci, kararlı ve iradeli bir insandır. Umutsuzluğa kapılmaz. Her şeyin üstesinden geli­nebileceğine inanır
s) Dilini ve edebiyatını çok sever. O dili konuşan herkesin(dilci olsun olmasın)konuştuğu dili çok iyi bilmesini ve konuşmasını ister.
ş) Kabalığa, her türlü yalan dolana ve haksızlığa karşıdır.

                                                               







                                                               
PARAGRAF TÜRLERİ

 a)Olay Paragrafı:
 Bu tür paragraflarda bir olay anlatılır. Bu olay, yazarın savunduğu düşünceyi açıklamak ve onu inandırmak için bir araçtır. Eğer olayda bir bütünlük varsa yani olayın başı, sonu belliyse, ana düşünceyi buldurmaya yönelik sorular için kullanılır.
 b)Durum Paragrafı:
 Bu tür paragraflarda bir doğanın, şehrin ya da bir insanın betimlemesi yapılır. Bu tür paragraflar genellikle anlatım biçimleri ve gözlemle ilgili sorularda kullanılır.
c)Duygu (Çözümleme) Paragrafı:
 Bu paragraflarda roman veya hikâye kahramanlarının iç dünyaları anlatılır. Yazar, kahramanların psikolojik yapılarını,hayallerini bazen yorum katarak anlatır.Bu paragraflar insan karakterini bulmaya ve yoruma dayalı sorularda kullanılır.
d)Düşünce Paragrafı:
 Belirli bir düşüncenin anlatıldığı,savunulduğu paragraflardır.Makale,deneme,fıkra,eleştiri gibi türlerden seçilir.Konuyu,yardımcı düşünceleri veya ana düşünceyi buldurmaya yönelik sorularda genellikle bu tür paragraflar kullanılır.

PARAGRAFIN ÖĞELERİ
     Konu: Paragrafta işlenen düşünce,olay ya da durumdur.Her şey paragrafın konusu olabilir. “Yazar,bu paragrafta ne anlatıyor?”sorusunun cevabı bize konuyu verir.Konu en fazla bir iki cümleyle verilir.

     Yardımcı Düşünceler: İkiden fazla cümleden meydana gelir.Yardımcı düşünceler,paragrafta ana düşünceyi destekleyici niteliktedir.Yazar burada konuyla ilgili açıklamalar yapar ve düşüncelerinin haklı gerekçelerini sıralar.

      Ana Düşünce: Paragrafta üzerinde durulan konuya bağlı olarak yazarın asıl anlatmak istediği düşüncedir.Kesin bir yargı niteliği taşır,genellikle bir cümleden oluşur.
 *Bütün yardımcı düşünceler,ana düşünceyi haklı çıkarmaya hizmet eder.

     Başlık: Paragrafta üzerinde durulan düşünceyi bir ya da iki sözcükle özetleyebileceğimiz ifade paragrafın başlığı olur.Başlık,konu ve ana düşünceyle bağlantılı olmalıdır.

PARAGRAFIN YAPISI
     Giriş:
 *Genel bir yargı niteliğindedir.Bu bölüm bir ya da iki cümleden oluşur.
 *Paragrafın konusu genellikle bu cümlelerdir.
 *Giriş bölümü paragrafın bir çeşit özet olduğundan ana düşünce hakkında ipuçları verir.
 *Asla bağlaçla başlamaz.
 *Giriş cümlesinde kendisinden önce bir cümle daha olduğunu düşündürecek bazı zamir,sıfat ya da edatlar bulunmaz.
      Gelişme:
 *İkiden fazla cümleden meydana gelir.
 *Girişte belirtilen konu,bu bölümde örnekleme,tanık gösterme,açıklama,karşılaştırma gibi düşünceyi geliştirme yollarına başvurularak açıklanır.
 *Bu bölümde yer alan düşünceler paragrafın konusuyla ilgili olmalıdır,yoksa anlatımın akışı bozulur.
       Sonuç:
 *Genellikle bir cümleden ibarettir.
 *Anlatılmak istenen düşünceyle ilgili son sözün söylendiği bölümdür.
 *Yazar paragrafta asıl anlatmak,vurgulamak istediği düşüncesini (ana düşünce) genellikle bu bölümde verir.
 *Sözlerin toparlanması niteliğinde olduğundan kapsamlı bir yargıdır.Bu yönüyle de giriş cümlesine benzer.
 *Toparlayıcı,özetleyici olması nedeniyle “demek ki,sonuç olarak,öyleyse,özetle…”gibi sözlerle başlayabilir.
     Uyarı: Ana düşünce,genellikle paragrafın sonuç bölümünde olmakla birlikte,bazen metnin başında ya da tümüne yayılmış olabilir.









                                                                 ANLATIM BİÇİMLERİ
   Çeşitli amaçlara yönelik olarak gerçekleştirilen anlatımın etkileyici olması için çeşitli yöntemlere başvurulur. İşte,anlatımı gerçekleştirirken başvurulan bu yöntemlere “anlatım biçimleri” diyoruz.
    Anlatım biçimlerini şöyle sıralayabiliriz:
1)Açıklayıcı Anlatım,
2)Öyküleyici Anlatım (Hikaye Etme)
3)Betimleyici Anlatım (Tasvir Etme)
4)Tartışmacı Anlatım

A)AÇIKLAYICI  ANLATIM:  Herhangi bir konu hakkında bilgiler vermek,bir şeyler öğretmek amacına yönelik anlatım biçimidir.
                ÖRNEK:Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçe’yle yazmış,öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir.Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini,çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlar.Esendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir.Öykülerindeki olaylar son derece basittir.

B)TARTIŞMACI ANLATIM: Okuyucuyu veya dinleyiciyi istenilen davranış ve düşünce biçimine yöneltmek amacıyla başvurulan bir anlatım biçimidir.Bu anlatım biçimiyle okuyucunun sahip olduğu düşüncenin
değiştirilmesi amaçlanır.Yani amaç düşünce ve konularda değişiklik yapmaktır.
              ÖRNEK:Edebiyat metninin dili günlük iletişim dilinden bütün bütüne ayrıymış gibi görüle gelmiştir bizde.İstiareli, aktarmalı, doğallıktan uzak bir dil olarak düşünülmüştür hep.Edebiyat sözcüğü;süslü püslü, özentili, abartmalı ve boş sözler yığını gibi bir anlam kazanmıştır bu yüzden.Bunu da,edebiyat dilini günlük dilden apayrı gören bir anlayışa bağlayabiliriz.Oysa edebiyat dili günlük dilden tümüyle kopuk bir dil değildir.Gündelik dilin güzel, duygusal bir doku içinde yeniden düzenlenişidir bir bakıma.

C)ÖYKÜLEYİCİ ANALTIM: Bu anlatımda amaç;olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak,anlatmak istenileni bir olay içerisinde vermektir.Öyküleyici anlatımda olaylar oluş haline uygun olarak bir dizi halinde verilirse birbirine bağlanır.Öyküleme, tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır.Roman, hikaye ve masalların anlatımı öyküleyici anlatım biçimindedir.
           ÖRNEK:Ağır adamlarla kahveye girdi Hasan.Olanları düşündü bir süre.Otursam mı oturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi.Sonra oturdu bir köşeye isteksiz.Babadan kalma tütün tabakasını çıkardı,kalınca bir sigara sardı.Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardağının sesi bile dikkatini çekmemişti.

D)BETİMLEYİCİ ANLATIM (TASVİR ETME): Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir.Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır.Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır.Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir.Gözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir.
               ÖRNEK:Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet,bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…

       




















 DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

    Bir yazıda ileriye sürülen görüş ve düşüncenin inandırıcılığını sağlamak amacıyla yazar çeşitli yollara başvurur.Düşünceyi geliştirmek için başvurulan yöntemler şunlardır:

1)TANIMLAMA: Bir kavrama ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir.Tanım kısaca “nedir” sorusuna verilen cevaptır.

ÖRNEK:İnsan vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir.(Nesnel)
*Yiğitlik, kahramanlık, savaş temalarını işleyen şiirlere epik şiir denir.(Nesnel)
*Yaşam, güçlükleri yenebilme sanatıdır.(Öznel)
*Toros dağlarının etekleri Akdeniz’den başlar.(Değil)

2)ÖRNEKLENDİRME:İleriye sürülen soyut düşüncenin somutlaştırılması yöntemidir.Söylenmek istenilenin okuyucunun kafasında canlandırılmasını sağlayan bir yöntemdir.

ÖRNEK:Genç Kalemler hareketi,edebiyatımıza özellikle dil konusunda yepyeni bir anlayışı getirmiştir.Türkçe kendi benliğine yavaş yavaş dönmeye başlamış;halk,aydınların yazdıklarını anlar duruma gelmiştir.1911’li yıllarda yazan Ömer Seyfettin’i, Ziya Gökalp’i açıp okuyun, severek, anlayarak okursunuz yazdıklarını.Sözcükler, tamlamalar…hep anlayacağınız biçimdedir.

3)KARŞILAŞTIRMA:Karşılaştırmada iki varlık, iki kavram ya da iki şey arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz konusudur.Benzerliklerin ya da karşıtlıkların ortaya konması karşılaştırma ile olur.

ÖRNEK:Özge Ali’ye göre daha çalışkandır.
*En çok sevdiğim arkadaşım sensin.
*Eski şiir hayali öğeleri yeni şiir ise somut öğeleri içerir.

4)TANIK GÖSTERME(ALINTI YAPMA): Anlatılmak istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden,sözlerinden yararlanarak açıklanması yoludur.Başkalarının aynı konuda söylediği sözler yazı içerisinde alıntı olarak gösterilir.Tanık olarak düşüncesine başvurulan kişinin, konusunda uzman güvenilir olması gerekir.

ÖRNEK:Mutluluk, aslında herkesin çok yakınında.İsteyen herkes, her an mutlu olabilir.Filozof Sokrates: “Bir kitap, bir çiçek, bir kuş…ne büyük saadet!” derken bunu anlatmıyor mu?

5)SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA: Düşünceyi inandırıcı kılmanın yollarından biri de sayısal verilerden yararlanmadır.İnsanlar okuduklarının sayılarla desteklendiğini görürlerse yazıyı daha da inandırıcı bulurlar.
ÖRNEK:Ada pazarı Şeker  Fabrikası 1953’te işletmeye açıldı. Kuruluşta günde 1800 ton olan pancar işleme kapasitesi 1980’de 6000 tona çıkarıldı. Bu büyük bir gelişme.

Yorumlar