KİTABIN ADI :ÖLÜ CANLAR
KİTABIN YAZARI :Nikolay (Vasilyevich)GOGOL
YAYIN EVİ :Sosyal
Yayınları
BASIM YILI :Mart 1983
1.KİTABIN KONUSU:
Ölü köle alan bir adamın başında geçen olayları bir
mizah içinde anlatıyor.
2. KİTABIN ÖZETİ:
N.......... kentinin
merkezindeki büyük hana bir yolcu oldukça güzel, küçük, yaylı bir araba ile
gelir. İlk etapta bu kimsenin ilgisini çekmez. Gelen şahıs Pavel İvanoviç Çiçikov’dur.
Kendisini danışman, çiftlik sahibi ve iş için yolculuk eden biri olarak
tanıtır. Tez elden kentin ileri gelenleriyle tanışır: Vali, polis memuru,
yargıç, savcı, çiftlik sahipleri vs. ve gittiği her yerde kendini görgülü bir
salon adamı olarak gösterir; konusu ne olursa olsun her konuşmada canlı, ilgi
uyandırıcı sözler söyler.
Her gün akşam
toplantılarına, yemeklere gider hoş vakit geçirir. Sıra kent dışı ziyaretlere
geldiğinde ise işe önce çiftlik sahibi Manilov ile Sobakeviç’ten başlar. Önce
Manilov’un çiftliğine gider. Manilov ailesi üzerinde çok iyi izlenimler
bırakır. Yemekten sonra çalışma odasına geçip iş konularında konuşmaya
başlarlar. Çiçikov öncelikle Manilov’a kaç tane kölesi olduğunu, en son sayımı
hükümete ne zaman verdiğini, kaç kölenin öldüğü gibi sıradan sorular sorar.
Ancak o kadar çok ölen olmuştur ki Manilov bile sayısını kahyadan öğrenir.
Ancak Çiçikov bunların listesini isteyince ortalık birden gerginleşir ve
Manilov bunu niçin istediğini sorar. Çiçikov ne diyeceğini şaşırır ve ancak
“Köylü satın almak istiyorum.” diyebilir. Daha sonra toparlayarak ölmüş olan
köleleri almak istediğini söyler.
Çiçikov’un aldığı köleler
kentte günün konusu olur. Köylülerin başka bir yere götürülüp
yerleştirilmesinin karlı bir iş olmadığı üstüne bir çok yorumlar yapılır, bir
çok düşünceler, görüşler ileri sürülür. Kimi de, Çiçikov’un köylülerine egemen
olan başkaldırma ruhunun kökünden kazınması için başvurulacak çareleri sayıp
döktüler. Bu düşünceler çeşit çeşitti. Bir kısmı, son kerte zor ve baskı
kullanılması gereğini ileri sürüyor, bir kısmı ise tam tersine merhametli
davranmayı öğütlüyordu. Posta müdürü ise Çiçikov’a kutsal bir görev düştüğünü
O’nun bir çeşit “baba” yerinde olduğunu, hatta köylülerini eğitimden
yararlandırmasını söylüyor bu sırada Lancaster’in önerdiği karşılıklı eğitim
sistemini övüyordu.
Kentteki insanların tümü iyi
kalpli, konuksever insanlardır. Onlarla birlikte yemek yiyen ya da Whist
oynayan biri hemen dostları olup çıkar. Hele bu kişi Çiçikov gibi iyi huylu
terbiyeli, kendini sevdirmenin büyük gizini bilen biri olursa. Çiçikov kentte o
kadar sevilmiştir ki bir türlü ayrılıp gitmenin yolunu bulamaz. Her zaman
“bizimle bir haftacık daha kalın, Pavel İvanoviç” gibi sözlerle karşılaşır.
Kısacası kentte el üstünde tutulur. Ama kentin bayanları üzerinde bıraktığı
etki çok daha güçlü, çok daha şaşırtıcıdır.
Çiçikov’un baloya gelişi
büyük mutluluk uyandırır. Bütün gözler O’na çevrilir ve herkes O’nun yanına
toplanır. Herkese, her sorulana yanıt yetiştirir.Bayanlar yerini alır almaz
“Acaba yüzlerinden, gözlerinden mektubu yazanın kim olduğunu anlayabilir miyim?
diyerek onları süzmeye başlar. Ancak hiçbirinde böyle bir yüz ifadesi yoktur.
Çiçikov O’nu bulmaya kararlıdır. Bayanlarla sohbeti koyulaştırır. Ancak tam o
sırada, kötü bir sürpriz; Nozdriev salona girer. Çiçikov’un çok aptal bir insan
olduğunu çünkü ölü can aldığını haykırır. Önce insanlar pek aldırış etmezler.
Ancak bu hikaye kulaktan kulağa yayıldıkça insanlar itibar etmeye başlarlar.
Olay o kadar yayılır ki herkes Çiçikov’un valinin kızını kaçırmak için bunu
yaptığını düşünmeye başlarlar. Ancak her iki olay arasında hiçbir bağlantı
kuramazlar. Sonunda kentte iki parti kurulur. Erkekler partisi ve kadınlar
partisi. Erkekler, sadece ölü canlarla; kadınlar ise sadece valinin kızının
kaçırılmasıyla ilgilenirler. Kısacası bütün kent olayı çözmek için seferber
olur. Bu arada Çiçikov hasta olduğu için evden dışarı çıkamaz ve olaylardan
haberdar olamamıştır. Dışarı çıktığında ise bütün insanların ona karşı
tavırları değişmiştir. Kısa sürede olayları öğrenir. Buna canı sıkılır ve kenti
terk eder ...
Çiçikov günler sonra
Rusya’nın uçsuz bucaksız topraklarında dolaşırken cennet bahçelerini andıran
çiftlikten gözünü alamaz ve çiftlik sahibi ile tanışmak için evine gider.
Çiftlik sahibi Tientietnikov’dur. Okulu bitirdikten sonra bir süre memurluk
yapar, müdürünün üstlerine farklı, astlarına farklı davranışı onu çileden
çıkarır ve dayanamayıp ona hakaretlerde bulunur. Böylece işine son verilir.
Tekrar çiftliğine dönerek aldığı eğitimle köylüsünü eğitip daha fazla verim
elde etmek için çabalar. Köylüsüne toprak vererek hem kendisi için hem de
çiftlik için çalışmasını sağlar. Onlara mümkün olduğunca iyi davranır, daha
fazla boş zaman sağlar. Ancak gün geçtikçe verimin düştüğünü, köylünün davranışının
değiştiğini fark eder. Zamanla iyice sıkılır. Her şeyden elini eteğini çeker.
İşte tam bu sırada Çiçikov’la tanışır ve bir süre kendisiyle kalmasını ister.
Çiçikov bunu kabul ederek tez elden çevre çiftlikleri gezerek çiftlik sahipleri
ile tanışır. Ölü canlar satın alır. Tek hayali bir çiftlik sahibi olmaktır.
Gittiği yerlerde çiftlik sahiplerinin eğitimli ve işten anlayan insanlar
oldukları gözünden kaçmaz. Söylenenleri bir bir aklında tutar bu konular
üzerinde geceler süren tartışmalara girer. Konuşmaların çoğu Köylünün
eğitilmesi ve bilimsel yöntemlerle tarımın geliştirilmesi üzerinedir.
Bu arada Çiçikov ölü can
almaya devam eder. Ancak bunları yaşıyor gibi göstermeyi de unutmaz. Çiçikov bu
yolculuktan çok karlı çıkmıştır. 300 bin Ruble kadar para biriktirmiştir. Ancak
yaptığı kanunsuz işler maliye memurlarına, valiye ve hatta prense kadar
gitmiştir. Prens tarafından hapse atılır. Arkadaşı Murazov ona yardım edeceğini
söyler ancak bunun karşılığı olarak bütün kötü alışkanlıklarından vazgeçmesini
ister. Çiçikov isteği kabul eder. Prens ise hiç istemediği halde Murakov’u
kıramaz ve Çiçikov’u serbest bırakır. Ancak tüm ülkeyi saran bir hastalık gibi
rüşvet, ahlaksızlık ve dolandırıcılık almış başını gitmiştir.
Genel vali tüm memurları
toplantıya çağırarak bu durumu gündeme getirir. Tüm insanların bu
alışkanlıklardan vazgeçmesini, aksi taktirde bir çok kişinin işten atılacağını
ve durumun Çar’a bildirileceğini söyler. Vali sözlerini şöyle bitirir.
“Sahteciliğin hiçbir ceza, önlem ve yaptırım ile ortadan kaldırılamayacağını
bilirim.Çünkü sahteciliğin kökleri ruhumuzun ta derinliklerine kadar sokulmuş
ve rüşvet alma, olağan bir hak durumuna girmiştir. Düşman karşısında nasıl
silaha sarılmışsak, namussuzluk ve sahteciliğe karşı da ayaklanmamız gerektiğini
herkes anlamadıkça kötülükleri ortadan kaldırmamıza olanak yoktur ...”
Eğer Çiçikov’un kişiliğinin
ahlak yönü sorulursa; erdemli ve kusursuz bir kahraman olmadığı açıkça
anlaşılır. Ancak O “İşini Bilen” biri diyebiliriz. Kolay yoldan mal edinme ve
kazanç hırsı çoğu kişiye göre kusurdur ve saygıdeğer işlerden sayılmaz.
3.KİTABIN ANA FİKRİ:
Bir insanın hırsı uğruna neler yapacağı ve bunları
yaparken yanlış yollara saparsak eninde sonunda foyamızın ortaya çıkacağı
anlatılıyor.
4.KİTAPTAKİ
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Çiçikov,zengin olmak için herşeyi
yapabilecek ve göze alabilecek bir kişiliğe sahip.
Tientietnikov,ise çifte standartı
sevmeyen dürüst bir insandır.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitapta çokça olay
yaşandığından sürükleyici ve zevkli bir kitap.İnsanı sıkan uzun tasvirler ve
uzun açıklamalara fazla yer verilmemiş.O yüzden okunması insana güzel
gelebilecek bir kitap.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA
BİLGİ:
Kısa süren yaşamı süresince
19.yüzyıl Rus edebiyatı üzerinde derin izler bırakan Gogol, 1809 yılında
Ukrayna’da küçük bir toprak sahibi ailenin çocuğu olarak doğdu. Küçük yaşta
babasını yitirdi ve annesi tarafından büyütüldü. Liseyi bitirdikten sonra Saint
Petesburg’a gitti, bir süre devlet memurluğu yaptı, Ukrayna folkloru üzerine
çalışmaları ile dikkat çekip Petesburg üniversitesinde tarih dersleri vermek
için davet edilse de, yarım kaldı bu uğraşı. Gogol’ün hezeyan düzeyindeki
dinsel inançları ve çözemediği cinsel sorunları ile hayatla barışık olmayan bir
kişiliği vardı.
Roman
ve hikayeleri ile bir anda dikkatleri üzerinde topladı. Özellikle
“Müfettiş”(1836) oyunu ve “Palto”(1842) hikayesi, Rusya’nın siyasi ve toplumsal
meselelerine yönelik eleştirileri -Rus sosyal demokrat eleştirmen Bielinski ve
arkadaşlarından övgü topladı. İlginçtir ki Çar da beğenmişti “Müfettiş”i..!
Oyununun sahnelenmesinden kısa bir süre sonra Rusya’dan ayrılan Gogol Roma’ya
yerleşti. Buradan yazdığı yazılarında giderek muhafazakar bir tavır takınması
Rusya’daki arkadaşları ile arasının açılmasına yol açtı ve zaten hassas bir
dengede duran iç dünyasını iyice alt üst etti. 1852 yılında geçirdiği bir sinir
krizi ile en büyük eseri “Ölü Canlar”ı yaktı, odasına kapandı ve bir kaç gün
içerisinde öldü. Neyse ki, metnin ilk bölümü uşağı tarafından kurtarılmıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder