BEŞİR AYVAZOĞLU
(1953
- ) Yazar, şair. Sivas'a bağlı Zara'da doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat
Bölümü'nü bitirdi (1975).
ESERLERi:
GÜLLER KiTABI
Beşir Ayvazoğlu'nun
Türk zevk tarihinin çiçeklerle ilgili tarhlarında dolaştığı ve okuyucuyu
dolaştırdığı şahane bir eserdir.
AŞK
ESTETiĞi
Türk-İslam
sanatlarının ardındaki dünya görüşünü anlama çabasından doğan Aşk Estetiği,
kendi estetik dünyamıza kendi gözümüzle bakma denemesidir.
YAHYA KEMAL (EVE DÖNEN
ADAM)
Yazar bu kitapta,
büyük şairin "eve nasıl döndüğünü" ve "evin şiirini" nasıl yazdığını
anlatıyor.
TARIK BUĞRA (GÜNEŞ
RENGi BiR YIĞIN YAPRAK)
Sanat anlayışının,
dilinin ve üslûbunun farklılığı dolayısıyla ister istemez kendi neslinden
koparak modaların dışında bir yazarlık macerası yaşayan Tarık Buğra, aslında
yalnız bir adamdı, fakat yalnızlığını bereketli bir kaynak haline
getirebilmişti. Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta onun bu yazarlık ve
yalnızlık macerasını anlatıyor.
GELENEĞiN
DiRENiŞi
Bu kitapta, gelenek
kavramı, bir kültürün kendisini devam ettirme, değişirken bile kendisi olarak
kalma refleksi olarak yorumlanmış ve Türkiye'de, iki yüz yıllık Batılılaşma
döneminde, varlığını korumaya çalışırken yaşadığı heyecan verici maceralar
anlatılmıştır.
ŞiiRLER
Ayvazoğlu, şiiri, bir
davayı anlatma aracı olarak değil, dilin asırlar içinde biriktirerek bünyesinde
gizlediği zenginlikleri ve beşeriyi keşfetme çabası olarak görüyor. Yazar diğer
şiir kitaplarında yer alan şiirlerin büyük bir kısmını bu kitaplara girmeyen
şiirlerle buluşturdu.
DEFTERiMDE
40 SURET
Eskiden, insan için
âlem-i sugra, yani küçük âlem derlermiş, ne kadar doğru. Bana sorarsanız, her
insan ayrı bir âleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra,
labirentlerinde kaybolmak işten bile değil, Freud'ların mroydların başlarına
gelen nedir? Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları
varsa, bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarının büyüklüğünü varın siz
hesap edin. Doğru söylüyorum, onları derinliğine anlamaya çalışmak, galaksiler
arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı.
ŞEHiR
FOTOĞRAFLARI
Eski şehir
fotoğraflarına bakarken, ucundan kıyısından yaşadığımız, fakat anlamaya fırsat
bulamadan kaybettiğimiz hayatın dimağımda kalan tadını yeniden yaşıyorum. Bize
gelinceye kadar yavaş yavaş incelen ip birdenbire kopmuş, kendimizi alabildiğine
farklı bir dünyada buluvermiştik. Asıl kopuşu benim de mensup olduğum neslin
yaşadığını söylemek istiyorum. Eskiden usul usul ve kendiliğinden yok olan
evlerin buldozorlerle yıkılıp yerlerine bilmem kaçar katlı apartmanların
dikildiğini gördük. Radyonun bile lüks sayıldığı evlerden çıkıp borç harç renkli
televizyonlar, videolar, bilgisayarlar edinen garip bir nesiliz. Kaçınılmaz bir
şeydi bu. Dünya kaç bucakmış öğrendik. Şimdi içinden çıkıp geldiğimiz hayata o
kadar uzaklardan bakıyoruz ki! Başka hiç bir nesil bizim yaşadığımız âni
değişmeyi yaşamamıştır. Bu, büyük bir şok olduğu kadar, şüphesiz, bulunmaz bir
tecrübedir de.
Yorumlar
Yorum Gönder