KİTABIN ADI :
NAKARAT
KİTABIN YAZARI :
Ömer SEYFETTİN
YAYIN EVİ VE ADRESİ :
Erdem Yayınları,Harbiye Cad. No:39 İSTANBUL
BASIM YILI :
1984
1.KİTABIN KONUSU :
Bir
Türk subayının hayalperest ve bilinçsiz davranışları sonucu içine düştüğü durum
anlatılmaktadır.
2. KİTABIN ÖZETİ :
Hikayenin başkahramanı
Pirbeliçe,Babina gibi Bulgar köy ve kasabalarında emrine verilen münfeze ile
Bulgar çetecilerine karşı savaş veren bir Türk subayıdır.Başından geçen
olayları anı defterine kaydeder.
Pirbeliçe görevini Bibana’da yapmak için
binbaşısından ricada bulunur ve Bibana’ya tayin olur.Burası küçük bir Bulgar
köyüdür.Buraya geldikten bir süre sonra sıkılganlığı ve umursamazlığı burada da
devam eder.Okumaz,yazmaz,yorgundur ve içinde bulunduğu ortamdan şikayetçidir.
Karışık duygular içerisindeyken bir kadın sesi duyar ve sesin sahibini
merak eder.Karışık duyguların derinliğinde kendini kaybeder.Bir taraftan
İstanbul’u,annesini;diğer taraftanise duvardaki yazıları okur.Bu duygular
içerisindeyken sesin sahibini görür.Sesin sahibi kaldığı odanın karşısındaki
evde oturan,güzel,sarışın bir Bulgar kızıdır.Birbirlerine tebessüm ederek
tanışırlar ve Türk subayı ona aşık olur.Kız ile tanıştıktan sonra Türk subayı
canlanmış,iştahı açılmıştır. Lüzumlu hallerin dışında odadan dışarı çıkmaz
ve Bulgar kızının pencereden avazı
çıktığı kadar bağırarak söylediği Bulgarca şarkının sözlerini kendine göre
anlamlandırır.Şarkı sözlerini kendine göre ,seni seviyorum olarak düşünür.Kendini
bu kıza kaptırmıştır ve onunla avunur.
Türk subayının tayini Manastır’a
çıkar.Gidecektir,ama içinde burukluk vardır.Çünkü, her ne kadar sevgilisinin
pencereye her çıkışta söylediği şarkıya kendi kendine bir anlam verdiyse de tam
olarak Türkçe karşılığını öğrenememiştir.Dükkancıya dayanamaz ve sorar.
Dükkancı buranın namuslu bir yer olduğunu söylesede Pirbeliçe şarkının
sözlerini daha da fazla merak eder.Dükkancıya zorla tercümesini
yaptırır.Şarkının sözlerinin gerçek anlamı ”Bizim olacak, bizim olacak,İstanbul
bizim olacak.”şeklindedir.
Türk subayı beyninden
vurulmuşa döner,şaşırır.Hatasını çok geçte olsa anlar.Bir tarafta
Bulgar kızının şarkısında bile milliyetçilik
yaptığını; diğer tarafta ise kendisinin ruh halini,vazife karşısındaki
kayıtsızlığını,sorumsuzluğunu düşünür.
3.KİTABIN ANA FİKRİ :
Devlete
zarar veren Bulgar çetelerine karşı
görevli bir Türk subayının,Bulgar milliyetçisi bir kadının güzelliğine
kapılarak gaflet ve dalalette bulunması,vazife mesuliyetinden
uzaklaşması,bilinçsizliğidir.
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
TÜRK SUBAYI:Eserin kahramanı subaydır.Daha önceki
disiplinsizliğinden dolayı kurmay olamamıştır.Bu nedenle gizli bir küskünlüğü
vardır.Zorluklardan kurtulmaya çalışır gibidir.İradesiz ve idealsiz bir insan
özelliği taşır.Aynı zamanda trajiktir.Çok çabuk sıkılan ve çok umursamaz bir
kişidir.
BULGAR KIZI:Adı Rada olan, Bulgar milliyetçisi,sarışın,güzel bir
kızdır.Milli duygularını
ön planda tutan bilinçli bir Bulgar kızıdır.
BULGAR
DÜKKANCI:Babina’nın tek tüccarı olup,köylünün ihtiyacını karşılayan
kurnaz bir kişidir.
Bunların
dışında; Dükkancı çırağı,Binbaşı.Hüsnü onbaşı,Ağah ustada bulunur.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Eser milliyetçilik,hayalperestlik
gibi duyguları işlediğinden dolayı ilgi çekici olmasına rağmen olaylarda tam
bir akıcılık söz konusu değildir.İstenilmeyen bir kahraman motivi anlatıldığı
için, okurken sıkılmabilirsiniz.Eserin sonu değişik bir biçimde bittiğinden
dolayı daha fazla ilgi çekmektedir.
6.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Ömer
Seyfettin
28.2.1884 tarihinde Gönen'de doğdu. Öğrenimine Gönen'de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti, Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirip asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadi'sine yazıldı (1893), bir müddet sonra da Edirne Askeri İdadisi'ne naklolarak öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra İstanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye gelen Ömer Seyfettin, piyâde mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu. Teğmenlikle İzmir'de (1903-1910), sonra üsteğmen olarak Rumeli'de görev yaptı (1908-1910). Askerlik'ten ayrılıp Selanik'e gelerek, Genç Kalemler dergisinde yazmaya başladı. Balkan Savaşında tekrar subay olarak orduya döndü, Yunanlılar'ın elinde bir yıl kadar esir kaldı. Esareti sırasında da öykü yazamaya devam ederek bunları Halka Doğru, Türk Yurdu ve Zakâ dergilerinde yayımladı. İstanbul'a dönünce ordudan ikinci kez ayrılıp, ölümüne kadar Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliği yapan Ömer S
Seyfettin, 6 Mart 1920
tarihinde İstanbul’da öldü…
Öyküleri:Sağlığında,
Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür (1910), Harem (1918), Efruz Bey (1919) adlı hikâye
kitapları yayımlandı. Bilgi Yayınevi Bütün Eserleri adıyla yazarın tüm
çalışmalarını 16 kitapta topladı. Ömer Seyfettin'in bu seriden basılan öykü
kitapları şunlar: Kahramanlar, Bomba, Harem, Yüksek Ökçeler, Yüzakı, Yalnız
Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Mabet.
Yorumlar
Yorum Gönder