Kitabın
Adı
|
Güneydoğu’dan Öyküler III
Geride Kalanlar
|
Kitabın
Yazarı
|
Hakan EVRENSEL
|
Yayın Evi ve Adresi
|
Ümit Yayıncılık Ltd.Şti.
Konur Sok. 27/1
06640 Kızılay-ANKARA
|
Basım Yılı
|
Birinci Baskı, Eylül 2001
|
KİTABIN
İÇİNDEKİ ESERLER
v Yirmi Dokuz Yaprak
Dökümü
v Gezi-2013
v Diyetin Diyeti
v “Bayramınız Kutlu
Olsun!”
v Sürveyan Hekim
v Mankurtlar!
v Evlat
v Bacaksızlar
v Ölü Duhül
v Şart
v Sodome ve Gomore
v “Neyin Var!”
v Sağlam Dönmenin
Dayanılmaz Ağırlığı
1-KİTABIN KONUSU
Genç bir kız olan
Yeliz’in Güneydoğu Anadolu bölgesinde düzenlenen geziye katılması ve bu gezide
yaşadığı olaylar. Bu geziyle öğrendiği, bilmediği gerçekler.
2-KİTABIN ÖZETİ
GEZİ 2013
Yeliz 2013 düzenlenen bir geziye katılmıştır. Yıllardır annesi bu tip
geziler katılmasına izin vermezken bu kez onu göndermesine çok şaşırmaktadır.
Aslında Yeliz Güneydoğulu olmasına rağmen yıllardır tatillerini Batı
sahillerinde geçirmeyi tercih etmektedir. Fakat Güneydoğuya gelir gelmez ne
kadar hata yaptığını anlamıştır.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde düzenlenen, Yelizin de katılmış olduğu, bu
geziler ücretsiz olup insanlara Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan
güzellikleri, tanıtmak ve geçmişte bu bölgede yaşananlar hakkında bilgi sahibi
yapmak amacıyla düzenlenmektedir.
Otobüs küçük tepeleri aşarak ağır
ağır yol almaktadır. Yeliz yıllardır Türkiye’nin bu bölgesine gelmemiş olmanın
üzüntüsü içerisinde bin bir güzellikteki doğaya otobüsün camından bakmaktadır.
Az ileride otobüs Orman Müdürlüğüne ait bir tesiste mola vermiştir. İnsanlar,
Yeliz’i ve otobüste bulunanları misafirperver bir şekilde karşılamış, onlara
ikramlarda bulunmuşlardır. Yeliz bu eşsiz güzellikteki çevrede doğayla iç içe
yaşamanın mutluluğu içerisinde rehberin bölge hakkında geziye katılanlara
verdiği bilgileri dinlemektedir. Bu güzellikler içerisinde aklına gene babası
gelmiştir. Yıllardır özlemini duyduğu fakat hiç bir zaman sahip olamadığı
babası. Yeliz babasınında bu binbir güzellikteki doğaya bakarken nöbet tutuğu
aklına gelince hüzünlenmiştir. Evet babası askerlik görevini icra ederken şehit
olmuştur. Onun hakkında annesinin anlattığından daha fazla bilgiye sahip
değildir. Yeliz bu düşüncelere daldığı sırada
rehberin ‘Mola sona erdi.’ sesiyle tekrar irkilmiştir. Otobüse tekrar yola koyulmuştur.
Otobüs yüksek rakımlı bir tepeye
doğru ağır ağır yol alırken rehber de tepe hakkında bilgi vermeye başlamıştır.
Bu tepe bölgenin en hakim tepesidir. Bu tepeye hakim olan bölgeye hakim
demektir. Bu nedenle bu tepeye 1989 yılında bir karakol kurulmuştur. 1994 yılında
bu tpeye teröristler tarafından bir saldırıda bulunulmuştur. Bu saldırı
sırasında büyük kahramanlıklar göstererek şehit olan Onb. Serhan Uygur’un adı
verilmiştir. Bu yüzden bu tepeye Serhan Tepe denilmektedir. Rehber anlatmaya
devam etmektedir, fakat Yeliz artık hiçbir şey duymuyordur. Bilmemektedir.
Babasının büyük kahramanlıklar göstererek şehit olduğunu bilmemektedir.
Annesinin neden yıllardan beri onu bu geziye göndermediğini şimdi anlamıştır.
Ağlamak istemektedir. Ama ağlamamaya dimdik ayakta durmaya karar vermiştir.
Otobüs Serhan Tepenin zirvesinde bulunan tesislere varmıştır. Yeliz
büyük duygu karmaşası içerisinde tesise girer. Her yer el dokuması halılarla
motiflerle kaplıdır. Rehber açıklamasına devam ettiği sırada içeriye bir
general girer. Genereal gelmesinin sebebinin özel olduğunu hiç bir şekilde
yanlış anlaşılmaması gerektiğini söyler. Yeliz tesislere Generalin kendisi için
geldiğini anlamıştır. Yıllardan beri
böyle duygu yüklü olaylardan kaçmıştır. Hiç bir zaman şehit anma törenine gitmemiştir. Ama yıllardır kaçtığı olay şimdi başına
gelmektedir. Komutan Yeliz’in elinden tutar ve Yeliz’i geziye katılanlara
tanıtır. Yeliz’in kahramanlık göstererek Serhan Uygur’un kızı olduğundan
bahseder. Ona sarılır ve gözleri dolu dolu olarak salondan ayrılır. General
Serhan Uygur’un şehit olduğu sırada karakolun Bölük komutanıdır. Yeliz’in
geziye katıldığını duyunca hemen gelmiştir.
Yeliz şok içerisindedir. Geziye katılanlar birer birer gelip Yeliz’e
sarılırlar ve gözleri dolu dolu olarak oradan uzaklaşırlar. Yeliz sadece şehit
olduğunu bildiği babası hakkında bir geziyle pek çok şey öğrenmiştir. Babasının
arkadaşları uğruna kendini siper ettiğini duyunca daha da duygulanmıştır.
Yeliz yıllar boyunca uzak olduğu ve olacağı babasıyla tanışmış onu tanıdıkça
bu ülkenin neler pahasına savunulduğunu daha iyi anlamıştır. Babasının
arkadaişları uğruna kendini siper ettiğini öğrenince daha da
duygulanmıştır.
3-KİTABIN ANA FİKRİ
İnsanlar her zaman acı gerçeklerden kaçarlar. Fakat bilmezler ki gerçek
acı gerçeklerin altındadır.
4-KİTAPTAKİ
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Rehber : 40 yaşındadır.
Bir ayağını Güneydoğuda teröristlerle mücadele ederken kaybetmiştir. Şu anda
Güneydoğuda rehberlik etmektedir. Onlara geçmişte o bölgede yaşananlar hakkında
bilgi vermektedir.
Yeliz : Diplomatlık sınavını kazanmış genç bir
kızdır.Babasını Güneydoğu’daki bir çatışmada kaybetmiştir. Yıllar boyunca
babasının özlemiyle büyüdükten sonra babası hakkındaki gerçekleri öğrenince şok
olmuştur. Bu gezi sayesinde babasını tanıma imkanı bulduğu için çok mutludur.
Yeliz’in Annesi : Yıllar boyunca
Yeliz’e hem annelik hem babalık yapmıştır. Güneydoğu bölgesinde düzenlenen bu
geziye kızının katılmasına ilk başlarda izin vermezken sonrada yeterince
olgunlaştığını düşününce izin vermiştir.
General : O bölgede bulunan
Kolordu’nun Komutanıdır. Yıllar önce o bölgedeki karakola baskın yapıldığında,
baskın yapılan karakolun Bölük
Komutanıymış. Yeliz’in acısını biraz olsun hafifletmek amacıyla onu ziyarete
gelmiştir.
Yeliz’in Babası : Yıllar önce
askerlik yaptığı karakola yapılan saldırıyla şehit olmuştur. Kahramanlıklar
göstererek arkadaşlarının ölmesine engel olmuştur.
5-KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Ben Güneydoğudan Öyküler 1 ve Güneydoğudan Öyküler 2’yi de okudum; fakat Güneydoğudan
Öyküler 3’ü okuduğum zaman bu kitabın biraz ticari amaçla yazılmış olduğunu
fark ettim. İçinde bulunan kısa hikayeler Güneydoğu’da yaşananlardan çok bu
taraftaki insanların yaşadığı olaylar hakkında yazılmış. Kitabı okuduğunuz
zaman hikayelerden etkileniyorsunuz. Evet hepsi güzel yazılmış fakat hikayeleri
insana iyi yazılmış bir film senaryosunu andırıyor. Açıkçası bu kitabın
Güneydoğu’dan öyküler serisinin devamı olması yerine başka bir adla çıkmasının daha
uygun olduğu kanısındayım.
Yazarı üslubu konusunda diyece pek bir şey olmadığını düşünüyorum. Yazar
hikayelerini çok güzel bir şekilde, ince bir oyayı işler gibi, işliyor ve
okuyucuyu bulunduğu mekandan alıp olayların yaşandığı yere götürüyor. Hikayelerde
yer vermiş olduğu tasvirler hikayeleri daha ilgi çekici hale getiriyor. Satırlarda kendinizi
buluyorsunuz ve satırlarda yaşadığınızı hissediyorsunuz. Ama kitabın amacından
sapmış olması üzücü.
6-KİTABIN YAZARI
HAKKINDA KISACA BİLGİ
1967’DE Ankara’da doğdu. “Büyüyünce ne olacaksın?” diye
soranlara, “Asker olacağım” dedi. Oldu. “Ozaman en iyisi!” diye; zor ne varsa
onu yapmaya çalıştı. Güneydoğuya gitti. Bu kez “Bir yerlerde bir yanlış var.
Ama nerede?” diye sormaya başladı. Yanlışın ne olduğunu, ordu içinde
bulamayacağını anlayınca, çok sevdiği askerlik mesleğinden kendi isteği ile
ayrıldı. Gazetecilik yapmaya başladı. Doğruyu ararken, “Güneydoğudan Öyküler”
ortaya çıktı.
Eserleri :
Güneydoğudan Öyküler I,II,III.
Yorumlar
Yorum Gönder