KİTABIN ADI
|
DUDAKTAN KALBE |
KİTABIN YAZARI |
REŞAT NURİ GÜNTEKİN |
YAYIN EVİ VE ADRESİ
|
İNKILAP KİTAP YAYIN SANAYİ VE TİC. A.Ş. ANKA BASIM MATBAĞACILARSİTESİ NO:38 BAĞCILAR-İSTANBUL |
BASIM YILI |
21 Baskı
|
1.
KİTABIN KONUSU:
"Kınalı Yapıncak", Lamia'nın
bestekâr Kenan'la yıllarca süren acı ve tatlı aşklarının öyküsü
2. KİTABIN ÖZETİ:
DUDAKTAN KALBE
Hüseyin Kenan
;ince, uzun, mavi gözlü, esmer tenli, durgun, çekingen bir gençti.Küçük yaşta
babasini kaybetmisti.
Anesi,kiz kardesi ve kendisi dayilarinin yanin da kalirlar. Zorlukla Mühendislik
mektebini bitirmistir. Fakat küçüklügünden beri musikiye aşıktır. Dayilarin
yanında Reji katipliğini yapan Mesut Bey`den keman dersleri alır. Onyedi yasindadir.Mühendislik Mektebine giderken
dayilarin komsusu Leyla isminde bir kıza asık olur. Çok çekingen oldugundan
bunu kalbine gömer. Okulu bitirdikten sonra bir arkadaşının yardımıyla Avrupaya gider. Orada kemanını çok
ilerletir ve güzel eserler verir. O artik ünlü bir Virtüoz dür.
Bu arada kız kardesi Afife
evlenmistir.Aneside bir yil sonra Afife`nin yanına gider.Hem onları hemde
dayisini görmek için Seydi köye gider.
Istanbul’dan
İzmir`e gemi ile gider.Gemide Münir Bey, Prens Vefik Paşa ve kızı Prens
Cavidanla beraberdir. Dayisinin komşusu Münir Bey Kenan`nın cavidanla
evlenmesini ister ve nişanlanırlar.
Kenan Izmir`de Bozyaka`da Lamia adlı bir kızla
tanısır.Lamia’nını annesi babası ölmüş amcalarının yanında kalan sakin uysal
birdir. Ayrica bir yüz başıyla nişanlıdır.Kenan ona yüzündeki çillerden dolayi
Kınalı Yapıncak ismini takar.Aralarında maceraya benzeyen bir ilişki olur. Her
akşam buluşmaktadırlar. Kenan çocuk denecek bir kızla beraber olduğu için
kendine kızmakta fakat yanlız kaldıklarında kendine hakim olamamaktadir.Bu
beraberlik duyulur ve dedikodular baslar. Dedikodular yüzünden Amcası Şükrü Bey
Lamia`yı dayisi Rıza Bey`in yanına Kütahya`ya göderir.Trende Lamia Makbule
isimli birkizla tanisir.Kendinden habersiz hayata küskün bir şekilde Kütaya`da
yaşamaya başlar.Yengesi ona kendini düşünmüyorsan doğocak çocuğunu düsün der.
Lamia değişir.Lamia'nin bir kız çocuğu
olur.Adıni Mebrure koyar.
Dayisinin
kizi Mahmure üç çocukla ve kocasıyla babasının evinde kalır.Fakat bir Çavuş'u
sevmiştir ve kocasının bundan haberi olmuştur. Mahmure kurnazlıkla kendisini
değilde Lamia'nın Çavuşla görüştüğünü söyler. Böylece Lamia olayi üstlenmiş
olur. Mahmureyi de kocasından ayrılmaktan kurtarır.Buarada Mahmure'nin kocası
Resih Bey Lamia’ya saldirir.Lamia'da onu öldürür.Mahkemede beratine karar
verilir.
Dayısı Rıza Bey onu bir tanıdığının
evine teslim eder.Orada ziyerete ilk gelen Makbuledir.Makbule’nin babası onu
ister ve evlenmeye karar verirler Lamia ondokuz yasındadır.
Kemal Beylerin
evlerine Istanbul'daki kızkardeşinin oğlu Doktor Vedat gelir.Istanbul'dan
Kütahya'ya sürgün olarak gelmiştir.Lamia'nın genç ve güzel olması,dayısınında
yaslı olması Vedat'ı düşündürür.
Lamia'nın
söylediği bir şarkı Kenan'ı tanıdığını haber verir.Kenan'ı İstanbul'dan tanıyan
Vedat Lamia'ya Kenan'dan ve Cavidan'dan behseder.
Birgün Vedat Bey bir avda vuruldu diye
duyulur.Bunu öğrenmeye giden Lamia Hanımın ev saybınin hazırladiği kömür
közünden Vedat Beyle birlikte zehirlenirler.Dedikodular yine başlamiştir.Kemal
Bey'de onun evden ayrılmasını ister.Vedat Bey olaylardan dolayı çok
üzgündür.Lamia'ya evlenme teklifi eder.Lamia kabul etmez.
Vedat'ın sürgün
görevi Kütahya’da bitmiş İstanbul'a gitmiştir.
Bu arada Kenan
Cavidan'la evlenmiştir.Üç yıldan beri ilk defa Lamia'yı düşünür. Aşk değil bir
gönül oyuncaği dudaklarımızın eğlencesi ibaret diyen Kenan şimdi bu aşkın zehir
gibi dudaklarından kalbe indiğini anlar ve Kınalı Yapıncagı yanında olmasını
çok ister.Cavidan'la mutludeğildir. Cavidan'la İzmir'e Bozyaka'ya giderler.
Cavidanla birlikte orada Lamia'yı göreceğini ümit eder. Fakat göremez ve çok
üzülür.
Kenan Bey'ler
İstanbul'a giderler.Bu arada Lamia'da İstanbul'a kalkmIstIr.Kenan Bey'le
Prenses Cavidan ayrılırlar.Eski arkadaş olan Vedat Bey'le Kenan
karşılaşırlar.Vedat onu muaynanesine çağırır.Orada tesadüfen Kenan Lamia ile
karşılasır.Tekrar görüşmek için mektup yazar. Lamia'da o bir yaz rüyasıydı der
konuyu kapatır.
Kenan'ın kemanının
sesinden çıkan büyülü aşk sevdası böylece bitmiştir.Kenan'da bütün ümitlerini
yitirmiştir.
Lamia Vedat'la
evlenmeğe razı olur ve evlenirler. Kenan Bey hayata küsmüştür. Seydiköy'e
annesinin mezarına gider ve kardeşini dolaşir. Alti ay sonra ölür.
2.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Gerçek mutluluğun şandave şöhrette
olmadığıdır.
4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
Hüseyin Kenan:
Babasınıküçük
yaşta kaybetmiş müzmim bir genç. Müzikte başarılı olduktan sonra çocukluğunu ve
gençnliğini yaşamak istemiştir.
Nail Bey:
Hüseyin
Kenan’ın babası
Melek Hanım:
Kenan’ın
annesi. Babasından habersiz evlenmiştir. Genç yaşta dul kalmıştır.
Münir
Bey:
Kenan
beyin dayısı, kendini üzüm bağlarına vermiştir.
Vefik
Paşa:
Mısırlıdır,
tahsilini Paris’te yapmıştır.
Prenses
cavidan:
Vefik
Paşanın kızıdır. Esaslı bir tahsili yoktur, babası gibi sanata düşkündür. Çok
güzeldir.
Rıza
Bey:
Lamia’nın
Kütahya’daki dayısı
Kemal Bey:
Lamia’nın
ilk nikahlı eşidir.
Makbule Hanım:
Kemal
beyin kızıdır. Lamia ile baştan beri dosthane bir tavır içindedir.
Vedat Bey:
Kumral,
şen, neşeli, canı istedikçe iş yapan, çok akıllı birisi.
5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Akıcı bir kitap insan sanki
kendi yaşıyormuş gibi anlatılmış
6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Reşat Nuri Güntekin
İstanbul'da doğmuş (1889), ilk
öğrenimini Selimiye ve Çanakkale mahalle mektebinde tamamladıktan sonra (1909),
Galatasaray Lisesi'nde ve İzmir Frere'ler okulunda okumuştur. Daha sonra
İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesi'ne (Fakültesine) girmiş ve buradan mezun
olmuştur (1912). Bursa Lisesi'nde, İstanbul'da Vefa, İstanbul Erkek, Çamlıca,
Kabataş, Galatasaray, Erenköy liselerinde edebiyat öğretmenliği ve müdürlük
yapmıştır. Daha sonra Milli Eğitim Müfettişliğine getirilmiştir (1927).
Güntekin daha sonra Çanakkale milletvekili seçilmiş (1939), sonra yeniden Millî
Eğitim'e dönmüş (1943), başmüfettiş olmuştur (1947). Bu görevdeyken UNESCO'nun
Türkiye temsilcisi ve öğrenci müfettişi sıfatıyla aynı yıl Paris'e gitmiştir.
Daha sonra emekliye ayrılan (1954) Güntekin yurda dönüşünde İstanbul Şehir
Tiyatroları Edebî Kurul üyeliğine seçilmiştir. Reşat Nuri Güntekin,
hastalanması üzerine tedavi için gönderildiği Londra'da ölmüştür (1956).
Yorumlar
Yorum Gönder