Alıntı Kelimelerde Kesme İşaretinin Kullanımı

Alıntı Kelimelerde Kesme İşaretinin Kullanılması-Kullanılmaması[8]

Bazı Arapça kelimeler gırtlak ünsüzü taşıdıkları, Türkçede de bu özelliği anlaşılacak şekilde telâffuz edildiği için kesme işreti barındırırlar:

“an’ane, an’anevî, bid’at, cür’et, cür’etkâr, cüz’î, iz’an, kat’î, kat’iyen, kat’iyet, kıt’a, kur’a, Kur’an, mel’un, mes’ul, mes’uliyet, mes’ut, meş’ale, sun’î, sür’at, şer’î, vak’a.”

Alıntı olup da kesmesiz kullanılan bu yapıda kelimeler de vardır.

defa, defetmek, heyet, menetmek, mesele, neşe, neşet, sanat...

Aşağıdaki kelimelere iyelik ekinin getirilmesi, aslında kelimenin sonunda bulunup da dilimizde eriyen gırtlak ünsüzünü ortaya çıkarır ve kesme işaretini gerektirir. (Bu kelimelerdeki ekler iyelik ekidir.)

cem→cem’i, cüz→cüz’ü, kat→kat’ı, men→men’i, nev→nev’i, tab→tab’ı...

Sonunda gırtlak ünsüzü bulunan kelimeler iyelik ekini –ı, -i biçiminde alırlar. Bunlardan cami ve mâni kelimeleri camisi ve mânisi şeklinde de olabilir. Bunlar yalın hâlde kullanıldıklarında sonlarında tek ünlü vardır.

bayi→bayii, cami→camii veya camisi, mâni→mânii veya mânisi,
memba→membaı, mısra→mısraı, sanayi→sanayii...

Bu kelimelere yönelme hâl eki getirildiğinde araya y sesi girebilir de girmeyebilir de. Her iki kullanış da doğrudur:

bayiye, bayie; camiye; camie; membaya, membaa; mevzuya, mevzua, mısraya, mısraa...
bayiyi, bayii; camiyi; camii; membayı, membaı; mevzuyu, mevzuu, mısrayı, mısraı...

Bazı Arapça kelimelerde kısa ünlüden sonra gelen gırtlak ünsüzü dilimizde kaybedilerek ondan önceki ünlü uzun okunur.

dava, mamur, mana, memur, resen, tamim, tecil, tediye, tehir, telif, tesir...
[8] Bu kesme işaretinin görevi noktalama işaretleri konusundaki kesme işaretinden farklıdır.

Yorumlar