Edebiyat Testi (genel)


1. ’’(I)Cahit Sıtkı,yalın ve özgün bir şiir dünyası meydana getirmiştir.(II)Atilla İlhan hemen her insanın yaşadığı duyguları fark ederek bunları şiirleştirmiştir.(III)Reşat Nuri, sosyal konuları işleyen romancılarımızın en başarılısıdır.(IV)Necip Fazıl, toplumun ıstıraplarını nefsinde duyarak onu kendinden bir üslupla dile getirmiştir.(V)Faruk Nafiz halkın dili ile halkın sorunlarını işlemiştir.’’

Numaralandırılmış cümlelerden hangisi ‘evrensellik’ ile ilgilidir?

a)I b)II c)III d)IV e)V


2. (I) Yaprak Dökümü, kuşaklar arası çatışmayı ele alır. (II) Batılılaşmanın yanlış anlaşılması, Tanzimat devri Türk edebiyatından beri romanlara hikayelere ve tiyatrolara konu olmuştur. (III) Bu romanda batı özentisine dayalı bir hayatla ailenin geliri arasındaki dengesizlik sonucu meydana gelen çöküş anlatılmaktadır. (IV) Ali Rıza Bey, ahlaki kurallara bağlı namuslu bir aile babası iken çocukları ve gelini, modern hayatı benimsemiş ve onun gereklerini yerine getirmeye çalışan uçarı gençlerdir. (V) Oğlu Şevket de onlara ayak uydurmuştur.

Numaralandırılmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
a)I b)II c)III d)IV e)V


3. ’’Üzgünüm demekle insan duygularını anlatmış olmaz adlandırmış olur.Duygunun dile getirilişinde adını söylemenin yeri yoktur.’’

Bu parçada savunulan düşünce ile aşağıdaki tutumlardan hangisi çelişir?

(I)A.Nihat Asya, vatan ve bayrakla ilgili duyguları, şehitleri tekrar canlandırır onlarla sohbet ederek dile getiriyor. (II) F.Hüsnü Dağlarca, varoluşun sınırlarını araştırmış, bunu dile getirirken kelimelerin çağrışım imkanlarından maharetle yararlanmıştır. (III) Dranas, bu şiirinde geleceği ile ilgili belirsiz düşüncelerini ‘binmişim bir gemiye’ sözleri ile ifade ediyor. (IV)Orhan Veli, şiirlerinde sözcüklerin ilk ve temel anlamlarıyla yetinir, ne söyleyecekse dolambaçlı yollara sapmadan doğrudan söyler.(V)Cahit Sıtkı ölümle ilgili duygu ve düşüncelerini söz ve anlam sanatları ile ifade etmiştir.’’


a)I b)II c)III d)IV e)V












4. ’’IX-X. yy’larda bazı Türk boylarının ayrı devletler kurup kendi yazı dillerini oluşturduklarını görüyoruz. Değişik kollar halinde gelişen dilimizin bugün Azeri Türkçesi, Türkiye Türkçesi, Özbek Türkçesi gibi birçok şivesi vardır.Buna bağlı olarak bu farklı şivelerle oluşturulmuş değişik Türk edebiyatları vardır.’’
Bu parçada Türk edebiyatında görülen bu farklılığı aşağıdaki ölçütlerden hangisi ile açıklayabiliriz?

a)Kültürel farklılaşma
b)Dini farklılık
c)Dil coğrafyası
d)Kültürel çelişki
e)Dini hayattaki değişiklik

5. Aşağıdaki yargılardan hangisi özneldir?
a)Özker Yaşın,önceleri hikaye ve tiyatro denemeleri yazar.
b)Aytmatov,simgeleri ve mecazları ustalıkla kullanır.
c)Cumabayulı, bu şiirinde sembolik bir anlatıma yönelmiştir.
d)Gaspıralı, bu yazısında: ”Hukuk düzeni, uygarlığın önemli bir göstergesidir.”diyor.
e)Cengiz Dağcı , roman ve öykülerinde Kırım Türkü”nün dramını anlatır.

6..Sivas’a her gidişimde, mutlaka , bir zamanlar o daracık sokağa yol veren geniş caddeye uğrayıp iğde ağacının bulunduğu yeri kestirmeye ve gözlerimi kapayıp kokusunu duymaya çalışıyorum.

Bu cümledeki altı çizili sözcüğün anlamı nedir?

A-bulmak,farkına varmak B-ikiye ayırmak
C-uykuya dalmak D-sona erdirmek, bitirmek
E-aramak, incelemek

7. Yarım yüzyıldan beri romana, şiire, denemeye, hikayeye kısacası bütün yazınımıza bir sülük gibi
I
yapışan “konuşur gibilik” son yıllar da bir tutku halini almıştır. En ciddi yazılara bile bir
II III
sohbet ve yarenlik havası bulaşmıştır. Elbette bu
IV
üslubun faydası ve zararı ayrıca tartışılmalıdır.
V
Altı çizili bölümlerin hangilerinden yazarın, “konuşur gibilik” olarak belirlenen tarza olumsuz yaklaştığı çıkarılabilir?

A-I ve II B-II ve III C-I ve IV
D-II ve IV E-IV ve V



8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?

A-Yazarın son romanı o kadar akıcıydı ki bir solukta okuyuverdim.
B-Bu palyaço kılıklı adamlar, hayal dünyasından fırlamış gibiydiler
C-Yerliler, görünüşleriyle sevecen ve cana yakın, davranışlarıyla itici tiplerdi.
D-H.Rahmi’yi benim kadar tanıyanınız ve okuyanınız yoktur.
E-Anadolu’ya sıçrayan bu heyecan sonunda taklitçiliğe dönüştü.

9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir gözlemden yola çıkılarak yorum yapılmıştır?

A-Tomurcukları sam yeli vurmadı, ağaçlar meyveye durdu.
B-Kar, yeni asfaltlanan yolları delik deşik etti.
C-Çocuk uyandı , annesini göremeyince ağlamaya başladı.
D-Bugün hasta olduğundan okula gidemedi.
E-Ortalıkta gezinip duruyor,herhalde bir sıkıntısı vardır.

10. Aşağıdakilerden hangisinde bir karşılaştırma vardır?

A-Bugüne kadar ne annesini ne babasını kırmış.
B-Derenin bir yanında kavaklar diğer yanında çamlar büyümüştü.
C-Bu kitap birçok okuru etkilemiş görünüyor
D-Türkçe yazıldığı gibi okunmasından diğer dillerden ayrılıyordu.
E-Kitap fuarları okuyucu ile kitabı karşılaştırması bakımından çok fay dalıdır.

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın başlangıç cümlesi olabilir?

A- Çünkü bu romana, köye dıştan bakan bir aydın romanı denemez.
B- Sanatçı da eserini kendi bakış açısına göre süslemelidir.
C- Bazıları da hatıralarını kilitli bir sandık gibi zihnin de saklar.
D- Halbuki, deneme yazılarımda kendimi bulurum.
E- Kostümler, biçim ve renkleriyle tiyatroya hava katar.

12. Köpeğimizin havlamasıyla uyandım.Odamın penceresini araladım.Serin bir bahar sabahıydı. Bahçedeki iğdenin hoş kokusu et- rafı sarmıştı. Uzaklarda üzerindeki karları hala atamamış Erciyes dağları uzanıyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyulardan hangisine yer verilmemiştir?

A-Tatma B-İşitme C-Dokunma
D-Görme E- Koklama




13. Güdümlü sanat ve yazın, durgun toplumlara yaraşır. O toplumlar- da insanlara bir yol gösterilmiş, herkesin bu yolda yürümesi istenmiştir. Doğruyu yanlıştan ayırt etmek de baştakilere bırakılmıştır. Oralarda yazarlar da bütün diğer insanlar gibi baştakilerin buyruklarına uyar, düşünce üretmekten kaçınır.
Bu parçada “durgun toplum” sözleriyle anlatılmak istenen nedir?
A-Yönetenlerin aşağılandığı toplum
B-Her konuda düşünen ve bunları açıklayan toplum
C-Düşünme yetisi elinden alınmış ve buna uymuş olan toplum
D-Yöneticilerini zaman zaman dinlemeyen toplum
E-Yazarların sadece içlerinden gelen sese kulak verdikleri toplum

14. “Pürüzsüz su” denebilir mi! “İnsanlarla temas kurmak” denebilir mi! Birazcık daha düşünerek “berrak” sözüne, “ilişki” sözüne ulaşmak gerekmez mi? Böylece “berrak su”, “insanlarla ilişki kurmak” şeklinde ifade edebiliriz bu sözleri. Öyleyse söz düşünceden önce çıkmamalı ağzımızdan; düşüncenin süzgecinden geçerek çıkmalı. Çünkü kelimelerin de bir niteliği vardır ve o niteliğe uymadığında böylesine sırıtır.
Parçada asıl eleştirilen konu nedir?
A-Bazılarının düşünce üretemeyişi
B-Sözcüklerin yerli yerinde kullanılmaması
C-Düşüncelerimizi tam olarak ifade edemeyişimiz
D-Sözcüklerin bir üsluba uygun seçilmeyişi
E-Düşünceye uygun bir üslubun seçilmeyişi

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sezgi, tahmin” söz konusu değildir?

A-Bu olayın böyle sonuçlanacağını ben çok önceden anlamıştım.
B-Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyorum.
C-Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıyacağıma söz veriyorum.
D-Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğini sanıyorum.
E-Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.

16. İçimde damla damla bir korku birikiyor
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor
Gözüne mil çektiğim bir ama gibi evler
Bu dizelerde kendini tanıtan kişinin o andaki ruhsal durumu hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A-Yalnızdır.
B-Korku içindedir.
C-Korkunç hayaller, kabuslar görmektedir.
D-Toplumla iletişim kuramamaktadır.
E-İnsanları sevmektedir.

Yorumlar