ÖLMEDEN ÖLEN KADIN ''HAZİN SON'' Şaiır, Yazar , Öğretmen ŞÜKUFE NİHAL

ÖLMEDEN ÖLEN KADIN ''HAZİN SON''
 Şaiır, Yazar , Öğretmen 
ŞÜKUFE NİHAL
Yıl 1962, Şükufe Nihal Kadıköy'de karşıdan karşıya geçerken çukura düşer ,kalça kemiği kırılır.Bir dizi ameliyat ,tedaviye rağmen sol bacağı kısa kalır.Koltuk değneğine mahkumdur artık. 
Sakat kalmak onu çok yaralar, sokağa çıkmak istemez. Hatta evin içinde bile dolaşmayı reddeder. İçerenköy'de gün güneş görmeyen zemin kattaki dairesinde unutulmuşluğu ile baş başadır.
1965'te Bakırköy'de bir huzur evine yerleştirilir.Burada kitaplarından uzaktır; yazamaz , okuyamaz.
Tüm bunların üzerine kızının doğum yaparken vefatı da tuz biber olur.Oğlu Necdet ise annesini bu halde görmeye dayanamadığı için ziyaretine gidemez bir türlü!
Şükufe Nihal odasından, hatta yatağından bile çıkmamaktadır.
Zamanla konuşmayı unutur.
O ölmeden ölmüştür ... 
''O sıralar zaten hemen hiç konuşmuyordu artık.Bir zaman geldi ki , çevresindekiler ,yani , huzur evi çalışanları ve sakinleri, artık onun hiçbir şey anlamadığına, duymadığına , işitmediğine inandılar ve böyle bir insana davranır gibi davranmaya başladılar.
Ama, öyle değildi sanıyorum.Örneğin ablam Ankara'dan gelmişti, huzur evine gittik.'Bak, Nihal ,ben geldim..Halide Nusret..Seni görmek için Ankara'dan geldim' dedi, alnını, saçlarını okşayarak...Ve Şükufe Nihal'in kapalı göz kapakları arasından göz yaşları akmaya başladı...Ağlıyordu..
Bakıcılar-ki tümü de haldur huldur insanlardı-'Sizi duyduğundan, anladığından değil, ara sıra böyle ağlar gibi olur...Yani gözlerinden yaş akar..İşte bu da onlardan biri...
Bu zamana denk düşmesi sadece rastlantı...' dediler.'Belki o zamanlarda da ağlıyordu, gerçekten ağlıyordur ' dedim.''
diye anlatır İsmet Kür.
   ''Alnım sararmış bir mermer bu gece...
Kitabesi silik bir mezar taşı!
Ölüm' dudağımda iki hece
Ruhumun alemle bitti savaşı...''
  '' Bu Gece'' şiirinde ölüme özlemini anlatan Şükufe Nihal 
alemle savaşını , 24 Eylül 1973'te bitirir.
   .
 ''Şükufe Nihal Hanımefendi'ye''
Sen Marmara'nın göl gibi durgun bir ucunda
Ben böyle atılmış gibi yurdun bir ucunda
Sen benden uzak ,ben sana hasret
Sarmış beni gurbet
Sarmış beni mecnun diye zencir gibi dağlar
Bir türbe ki ruhum gelen ağlar giden ağlar''
Faruk Nafiz Çamlıbel

Yorumlar