Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi kıldı füzun eşkimi hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurkan lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
Giryemi kıldı füzun eşkimi hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurkan lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
SELİMİ,
Yavuz Sultan Selim
Sendedir maden-i envâr-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Şeyh Gâlib
Mârifet sende Hüner sende hakîkât sende
Arş u kürsiyy ü melek sendedir elbet sende
Şeyh Gâlib
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Şeyh Gâlib
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Erenlerin nazârı toprağı
gevher eyler
Erenler kademinde toprak olasım gelir
Lâedri
Erenler kademinde toprak olasım gelir
Lâedri
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Fuzuli
Bed asla nevâbet mi verir
üniforma
Zerduz palan ursan eşek yine eşektir
Ziya Paşa
Zerduz palan ursan eşek yine eşektir
Ziya Paşa
Kimsesiz kimse olmaz,
kimsenin var kimsesi,
Kimsesiz kaldım, meded ey kimsesizler kimsesi.
Lâedri
Kimsesiz kaldım, meded ey kimsesizler kimsesi.
Lâedri
Sanma âleme herkes insan
gelür insan gider
Cahil ü nâdân olan hayvân gelür hayvân gider
Lâedri
Cahil ü nâdân olan hayvân gelür hayvân gider
Lâedri
İlim meclisine girdim kıldım
talep
İlim tâ gerilerde kaldı "ila edeb illa edeb"
Figâni
İlim tâ gerilerde kaldı "ila edeb illa edeb"
Figâni
Geldimse ne var ben şuâra
bezmine âhir
Âdet budur,âhirde gelir bezme ekâbir
Nev'î
Âdet budur,âhirde gelir bezme ekâbir
Nev'î
Göz gördü gönül sevdi seni
ey yüzü mâhım
kurbanın olam var mı benim günahım
Nahifî
kurbanın olam var mı benim günahım
Nahifî
Hak kulundan intikamını yine
abdiyle alır
Bilmeyen ilm-i ledünü onu kul yaptı sanır
Bursalı Gazali mehmet Efendi
Bilmeyen ilm-i ledünü onu kul yaptı sanır
Bursalı Gazali mehmet Efendi
Kar yağsa da bu sessiz
vâdide gün bitmesin
Yapraklar üşüse de çiçekler üşümesin
Nurullah Genç
Yapraklar üşüse de çiçekler üşümesin
Nurullah Genç
Ölüm güzel şey budur perde
ardından haber...
Hiç güzel olmayaydı ölür müydü Peygamber?
Necip Fazıl
Hiç güzel olmayaydı ölür müydü Peygamber?
Necip Fazıl
Bende Mecnun'dan füzun
âşıklık istidadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnun'un yalnız adı var
Fuzuli
Aşık-ı sadık benem Mecnun'un yalnız adı var
Fuzuli
Muhabbetten Muhammed oldu
hâsıl
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl
Lâediri
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl
Lâediri
Dilrubâya düştü gönül müptelası
çok
Aşkın sefâsı yok değil amma müptelâsı çok
Şeyhülislam Yahya
Aşkın sefâsı yok değil amma müptelâsı çok
Şeyhülislam Yahya
O mâhiler ki
deryâ içredir deryâyı bilmezler
Hayalî
Hayalî
Cümlenin maksûdu
bir amma rivâyet muhtelif
Muhıbbi
Muhıbbi
Âyînesi iştir
kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Hasmın sitemin
anlamamak hasma sitemdir
Nef'i
Nef'i
Kişi noksanını
bilmek gibi irfan olmaz
Bursalı Tâlip
Bursalı Tâlip
Görmemek yeğdir
görüp divâne olmaktan seni.
Bursalı Cenanî
Bursalı Cenanî
Âdet budur en
sonra gelir bezme ekâbir
Nev'i
Nev'i
Çeşmini gördüm unutdum derdi
de dermânı da
Şeyh Gâlib
Şeyh Gâlib
Canıma bir merhaba kıldı ezelde çeşm-i yar
şöyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim!
Ahmet Paşa
Dost bi-perva, felek bi-rahm, devran bi-sükûn,
derd çok, hem-derd yok, düşman kavi, tali‘ zebun!
Fuzuli
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi...
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...
"Muhibbi" Kanuni Sultan Süleyman
Sühan-ı bihudeden hoş gelir avaz-ı horoz:
Bari manasın bilmezse hengâmın bilir!
Nabi
Güle guş ettiremez, boş yere bülbül inler:
Varak-ı mihr ü vefayı kim okur kim dinler?
Kami (?), Karamanlı Kani (?)
İlim kesbiyle paye-i rif‘at arzu-yı-muhal imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde, ilim bir kil ü kal imiş ancak!
Fuzuli
Yetmez mi temaşâ-yı cemal, elde sunarsın?
Ey âşık-ı mihnetzede, buldukça bunarsın!
Şami Mustafa Bey
Çeşm-i insaf gibi kâmile mizan olmaz...
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz!
Bursavi Tabib Muhammed Bey
Kimi ar‘ar dedi kadd-i dildâra kimi elif:
Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif...
Muhibbi" Kanuni Sultan Süleyman
Ölmek kaderde
var; yaşayıp köhnemek hazin
Buna bir çâre
yok mudur ya Rabbilâlemin
Yahya Kemal
Beyatlı
Bende yok sabru
sükûn, sende vefadan zerre,
İki yoktan ne
çıkar fikredelim bir kerre.
Nâbi
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil
Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir
Fuzuli
Mecnun ile bir
mekteb-i aşk içre okuduk
Ben Mushaf'ı
hatmettim, o Ve’’l_leyl’’de kaldı
(Fuzuli)
Can verme sakın
aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can
olduğu meşhuru cihandır
Fuzuli
Âvâzeyi bu âleme
Dâvud gibi sal
"Bakî kalan
bu kubbede bir hoş sadâ imiş" (Bakî)
Çeşm-i insaf
kadar kamile mizan olmaz
"Kişi
noksanını bilmek gibi irfan olmaz"
(Bursalı Talip)
"Eğer
maksûd eserse mısra'-ı berceste kâfidir"
Aceb hayretdeyim
ben Sedd-i iskender hususunda (Koca Râgıb Paşa)
Miyân-ı
güft-gûda bed-meniş îhâm eder kubhun
"Şecât'at
arzederken merd-i kipti sirkatin söyler"
(Koca Râgıb Paşa)
Zalimin
ser-rişte-i ikbalini bir âh keser
Rızka mâni
olanın rızkını Allah keser
Nevres
Bârika-yı
hakîkât, müsâdeme-i efkârdan doğar
(Gerçeğin
ışıkları, parıltısı fikirlerin çarpışmasından doğar)
Lâedri
Kim kazanmazsa
bu dünyada bir ekmek parası
Dostunu yüz karası, düşmanının maskarası
Mehmet Akif
O gül endam bir
al şâle büdünsün yürüsün
Ucu gönlüm gibi
ardınca sürünsün yürüsün
Yenişehirli Avnî
Şeb-i yeldâyı
müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelâ-yı gama
sor kim geceler kaç saat
Sabit
***
Sunar bir câm-ı
memlû bin tehî peymâneden sonra
Felek dilşad
eder ehl-i dili amma neden sonra
Mezaki-i Mevlevi
***
Hâlini bilmez
perîşânın perîşan olmayan
Ahmet Paşa
***
Âyînesi iştir
kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür
rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
***
Sıhhat sonu dert
olmasa vuslat sonu hicran
Ruhî
***
Âdet budur en
sonra gelir bezme ekâbir
Nev’i
***
Söyleyenler
hikmetin bilmez bilenler söylemez
Şeyhülislâm
Yahya
***
Hasmın sitemin
anlamamak hasma sitemdir
Nef’i
***
Görmemek yeğdir
görüp divâne olmaktan seni.
Bursalı Cenanî
***
Kişi noksanını
bilmek gibi irfan olmaz
Bursalı Tâlip
***
Elbette olur ev
yıkanın hânesi vîran
Ziya Paşa
***
O mâhiler ki
deryâ içredir deryâyı bilmezler
Hayalî
***
Cümlenin maksûdu
bir amma rivâyet muhtelif
Muhıbbi
***
Sitem hep
âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez
Nabî
***
Yâ Rab bu aferin
ne tükenmez hazinedir.
Nabî
***
Hâtırından
çıkmasın dünyâya uryan geldiğin
Nabî
***
Olmayınca hasta
kadrin bilmez âdem sıhhatin.
Fitnat
***
Atarlar taşı
elbette diraht-ı mîvedar üzre
Mekalî
***
Sağ gözü
eylemesün sol göze Allah muhtaç
Sünbülzade Vehbi
***
Meseldir gülşeni
âlemde bir gülle bahar olmaz.
İzzet Molla
***
Tâlii yâr olanın
yârı bakar yâresine
İzzet Molla
***
Ne kendi eyledi
rahat ne halka verdi huzur
Yıkıldı gitti
cihandan dayansın ehl-i kubur
Lâ
***
Gül yağını eller
sürünür çatlasa bülbül.
Osman Nevres
***
Tiz-i reftâr
olanın pâyine dâmen dolaşır
Erişir menzil –i
maksûduna aheste giden
Edirne’li Hatemi
***
Böyle gicenin
hayr umulur mu seherinden
Lâ
***
Geçmiş zaman
olur ki hayâli cihan değer.
Lâ
***
Yâr olsa bu
âlemde bana bahtım olurdu
Lâ
***
Ne arasan
bulunur derde devâdan gayrı.
Abdülhak Molla
***
Gün doğmadan
meşime-i şebten neler doğar.
Rahmi
***
Su uyur düşman
uyur hasta-i hicrân uyumaz.
Şeyh Galip
***
Kimse kâm almış
değil ya kam-ı âlem kimdedir.
İzzet molla
***
Sözü insan olur
amma özü insan olmaz.
Fuzuli
***
Rehber tasavvur
eylediğin rehzen olmasın
Nevres-i Kadim
***
Çeşmini gördüm
unuttum derdi de dermânı da
Şeyh Galip
***
Görsem tahammül
eyleyemem bâri görmesem
Vasıf
***
Varak-ı mihr-i
vefâyı kim okur kim dinler
Kâmi
***
Şecâat
arziderken merd-i kıbti sirkatin söyler.
Ragıp Paşa
Gel gel berü ki savm u
salatin kazası var
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok
Nesimi
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok
Nesimi
Yorumlar
Yorum Gönder