KİTABIN ADI:Dağ yolu
KİTABIN YAZARI: Hamdullah Suphi Tanrıöver
KİTABIN YAYIN EVİ:TC.
Kültür Bakanlığı Yayınları
BASIM YILI:2000
KİTABIN ÖZETİ:Kitabın
birinci bölümünde;Kubilayın kesik başı bölümü şeriat yanlılarının başını
kestiği aziz şehit Kubilayın bu uğurda verilen ilk şehit olmadığı daha önce
verilmiş birçok şehit olduğu ancak türkiyede şeriat yanlısı halkı şeriata
çağıran onlarca kurum oldukta sonra son da olmayacağı hakkındaki konuşmaları
var Tanrıöverin.
Kitabın ikinci bölümünde
ise Türk ocaklarının tarihçesi ve iftiralara karşı cevaplarımızda; yeni
başlayan fikir cerayanının istikbalinin tohumlarını taşıdığını bu kuvveti de bi
kasırga gibi Türkocaklarını taşıdığını belirten Hamdullah Suphi İstanbulun
işgali sırasında da bu büyük kurumun ilk hedef olarak görüldüğü ve en büyük
tehlike olarak kkarşılandığı ve sürekli olarak ilk el konulan ve kötülenmeye
çalışılan ; komünizm gibi akımların beşiği olduğunu savunmuş ancak aynı yüce
kurumun Türk milletini birleştireceği ve Türk kadınının da erkeği gibi en ön
saflarda olmasını sağlayacak yuva olarak anlatmıştır.
Kitabın üçüncü bölümünde
Saltanat ve hilafet müesseseleri inklab ve Türk gençliği bölümünde Türk
halkının yıllar sırtında taşıdığı saltanat ve hilafetin Türkiyeye kök salmış
olduğunu kolayca sökülüp atılamayacağım bunun da sebebinin günde beş vakit
Türkiyenin dört tarafında binlerce minareden desteklenmesinden her köşe
başındaki sebil çeşmelerişnde yazan dualardan anlaşılacağı gibi kolay
olmayacağı ancak Türk insanını sefaletinin ve Türk kadının yerinin geriliğinin
sebebi olan bu nusubetin atılması gereklliğini anlatıyor.
Kitabın dördüncü bölümünde ise
;bugünkü tehlikeler ve halk peygamberliği bölümünde saltanat ve hilafetten
kurtulunmuş bile olsa bugünkü en büyük tehlikeyi teşkil edebilecek olan
sarıklıların halkı istismar edrek yönlendirebiecekleri buna karşı aydınlanmanın
gerekliliği ve sürekli olrak halkın bunlardan kurtulması için aydınlatılması
gerektiğini anlatıyor.
Kitabın beşinci bölümü
olan Türk ocakları merkez binasının açılması bölümünde yaptığı konuşmada ne
kadar önemli bir kurumun açılışını yapıldığını anlatmak için :’eğer bir ifade
olsaydı,şakaklarımı parmaklarımın arasında sıkar ve kendime,kalbinde ve dimağında
en güzel ve en iyi ne varsa bugün karşındakilere vereceksin derim.’sözleriyle
başlayan konuşmasıyla anlatmaya çalışmıştır.
Kitabın altıncı bölümü
olan milli şair Mehmed Emin Beyin doğumunun altmışıncı yıldönümü münasebetiyle
Mahmud Esad Beyin verdiği ziyafette yaptığı konuşmada ise Türk ocaklarıyla
yapılan fedakarlıklarla birçok yol katettğini Türk kadınınında bu ocaklarda ilk
defa sahne aldığını bu milletin tarihinde bütün büyük hareketlerin büyük bir
iman ve aşktan doğduğunu di,le getirmiştir.
Kitabın yedinci bölümünde
sanat ve istikbalimizi anlatan konuşmasında türk milletinin son nesillerinin
milli ve mahalli sanatların umumi bir düşünlüne şahid olmaktan doğan bir mazi
kadar kuvvet kaynağı olabilecek bir şey düşünülemez .
Kitabın sekizinci bölümünde
maarifimizde istikamet başlığında nutuk 17 Kasım 1992’de Ankara öğretmenler
derneği kongresinde söylenmiş olan ve Hakimiyeti milliye gazetesinin 23,24,26
ve 27 Kasım 1922 trihli sayılarında da yayımlanan konuşmasına yer vermiştir.
Kitabın dokuzuncu Türk
sabrı ve anadolu zaferinde Türk halkının her türlü güçlüğe göğüs gererek nice
fedakarlıklarla kazandığı zaferin öneminbden ve bunu korumak için yapılması
gerkenlertden bahsediyor…
Kitabın onuncu bölümünde
niçin mücadele ediyoruz da bir camide yaptığı konuşmasında büyük millet
meclisinin emriyle memleketin bugünkü vaziyeti hakkında bildiklerimi arz etmek
hakkında konuşma yapmıştır.
Kitabın onbirinci
bölümünde istila önünde türk halkıyla Türk
halkının istilaya karşı gösterdiği direnişi ve fedakarlıklarla aldığı
zaferi anlatıyor…
Kitabın oniki ve onüçüncü
bölümleri olan İstanbul mitinglerinde konuşmasına ‘zavallı kadınlarımız’ diye
başladığından da anlaşılacağı gibi başkaları son sözlerini söylemeden önce
bizim halkça milletçe son sözlerimizi son kararlarımızı söylemek mecburiyetinde
oluşumuzu çok geçmeden Türk düşmanlarının kendi hükümlerini vereceğini bunun da
bize uymayacağını ancak bizim bunun için sonunu kadar mücadele etmemiz
gerektiğini anlattığı konuşmaları yer alıyor.
Kitabın ondördüncü ve son
bölümünde Türk kadınına yaptığı konuşmanın yer aldığı Türk kadını bölümünde
Türk kadının her zaman her yerde bu ülke için mücadele ettiğini ancak hep
geride durup hiç bir şeyin tadını çıkarmadığını ama artık Türk kadınının da ön
saflarda yerini alması gerekli olduğunu anlattığı konuşması yer alıyor…
KİTABIN ANA FİKRİ:Türk
halkının ülkesini savunmaya gelince aslan kesildiğini ancak sıra ilme gelişmeye
geldiğinde geri kalınmaması gerektiğidir.
KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN VE
OLAYLARIN DEĞERLENDİRMESİ:Kitapta Hamdullah suphinin konuşmaları yer alıyor yer
yer ise Kubilay gibi vatan için şehit olanların tasviri geçmekte.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA
BİLGİ.:Üç ünlü maarif nazırı, ilim ve sanat otoritesi olan dedesi, babası ve
eniştesi gibi Hamdullah Suphi de Türkiye cumhuriyetlerinde 1920-21 ve 1925
yıllarında iki kez Milli Eğitim Bakanlığı yapmış çekirdekten eğitimcidir.
Üstün bir şiir, hikaye, eleştiri
ve mizah yazarlığı yeteneklerine sahip Hamdullah Suphi Türk edebiyatında ve
Türk tarihinde asıl güzel konuşması ile ünlüdür.
Yorumlar
Yorum Gönder