KİTABIN
ADI
|
ESKİ
HASTALIK
|
KİTABIN YAZARI
|
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
|
YAYIN EVİ VE ADRESİ
|
İNKILÂP ve AKA KİTAP EVLERİ – ANKARA
CADDESİ
No:95 , İSTANBUL
|
BASIM YILI
|
1982
|
1-
KİTABIN KONUSU:
Eski Hastalık, toplum içinde bulunmak istememe ve
eğer toplum içinde bulunuyorsa sessiz kalma hastalığı bulunan Züleyha’nın, İçel
vilâyetinin Gölyüzü adlı bir çiftliğinde eski derebeyi torunlarından kocası
Yusuf ile birlikte Taşucu vapuru ile bu çiftliğe yapılan uzun deniz seyahati,
bu seyahatte ve çiftlikte geçen Yusuf ile Züleyha’nın hayatını konu edinmiştir.
2-
KİTABIN ÖZETİ:
Züleyha’nın çocukluğu İstanbul’da geçmişti. Annesi
ölmüştü. Babası Ali Osman Bey askerdi.
Züleyha babasını tanımaya vakit bulamamıştı. Birkaç
senede bir İstanbul’a uğrar, yirmi otuz
gün ailesinin yanında kaldıktan sonra, tekrar kıt’asına dönerdi. Yusuf ise Ali
Osman Bey’in askeriydi. Onunla birçok kere muharebelere katılmıştır. Yusuf daha
sonra belediye reisliğine kadar yükselmiştir. Yusuf annesi Enise Hanım ile
birlikte Gölyüzü çiftliğinde yaşamaktadır.
Züleyha,
Yusuf’u babası sayesinde tanımıştı. Bir gün Ali Osman Bey kızına mektubunda:
“İstanbul’dan hareketini bana telgrafla bildir. Seni, Yenice istasyonunda
beklemeye gelirim. Oradan beraberce Silifke’ye gideriz.”. Ancak Ali Osman Bey
yoğun işlerinden dolayı istasyona Yusuf’u kızını Silifke’ye götürmesi için
göndermişti. Bu sayede Yusuf ile Züleyha
Yenice istasyonunda tanışmışlardı.
Züleyha,
Gölyüzü çiftliğine gittikten bir süre sonra babası Ali Osman Bey de geldi. Bu
çiftlikte Yusuf annesi Enise Hanım ile birlikte yaşıyordu. Çiftlikte geçen
günler boyunca Züleyha ile Yusuf birbirlerini sevmişlerdi. Enise Hanım da Züleyha’yı
oğluna gelin olarak beğenmişti. Oğlunun Züleyha ile evlenmesini istiyordu.
Nitekim, Ali Osman Bey de razı olunca Züleyha ile Yusuf müthiş bir düğünle evlenmişlerdi. Çift,
evlendikten sonra aralarında hep soğukluk olmuştu. Zaten hasta olan Ali Osman
Bey bir müddet sonra ölmüştü. Züleyha iyice çöktü. Yusuf karısındaki
melânkolinin gittikçe arttığını gördükçe üzülüyordu. Ayrıca Züleyha, Yusuf’un
sık sık belediye işlerinden konuşmasından rahatsız oluyordu. Yusuf’un bu
belediye politikası davaları aralarını şiddetle açmıştı. Züleyha kocasına karşı
tenkitlerde çok sert davranıyordu. Günün birinde Züleyha, Yusuf’a ayrılmalarını
teklif etti. Yusuf da bunu kabul edince mahkeme bir yıl sonra resmî olmak üzere
ayrılmalarına karar vermişti. Ama onlar hâlâ karı kocaydılar.
Züleyha
İstanbul’a dayısının yanına gitti. Burada tanınmış tüccarlardan birinin oğlu
ile tanışmıştı. Bu genç ile Alemdağı’na giderken trafik kazası geçirdi. Züleyha
yaralı halde hastahanede yatarken gazeteler olayı resimlerle beraber isimleri
de yazarak ortaya koymuştu. Yaralı kadına bütün arkadaşları ziyarete geliyordu.
O bu durumdan sıkılıyordu. Ziyarete gelenlerin hemen gitmesi için ağır hasta
numaraları yapıyordu.
Yusuf bu
kaza olayını öğrenir öğrenmez hastahaneye gitti. Ne de olsa eski karısıydı.
Fakat resmî olarak evliydiler. Mahkemenin verdiği bir yıllık süre dolmamıştı.
Yusuf karısının tedavisi için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaması için
doktorlara emirler veriyordu. Züleyha’yı Gölyüzü’ne götürmek istiyordu. Uzun
bir deniz seyahatinin karısının sıhhati için iyi olacağını düşünüyordu. Taşucu,
Akdeniz kıyılarında işleyen küçük bir yük vapuru idi. Yusuf bu vapurla
Züleyha’yı Silifke’ye on beş günlük bir deniz yolculuğu ile götürmeyi
plânlamıştı. Züleyha kocasının bu isteğine razı olmuştu. Ancak Züleyha’nın
hastahaneden çıkmaması gerekiyordu. Yusuf buna karşı çıkarak, karısını
kucakladığı gibi Taşucu’na götürdü. Geminin, bir bacağı takma olan ihtiyar bir
kaptanı vardı. Ayrıca güvertede beyaz bıyıklı, fakir kıyafetli bir ihtiyar daha
bulunuyordu. Bu ihtiyar, geminin hususi doktoru Emin Bey idi. Züleyha bu halde
bir insanın çalışmasına hayret etti. Vapur, Sirkeci açıklarında bir şamandıraya
bağlı idi. Artık Gölyüzü’ne uzun bir deniz seyahati başlamıştı.
Yusuf’un
bu seyahati yapmasının asıl amacı zaten soğuk bir insan olan Züleyha’nın yeni
kasabalar, yeni insanlar görmesini sağlamaktı. Nitekim istedikleri yerde
duruyorlar, durdukları yerleri geziyorlardı. Taşucu gemisi ile Tekirdağ’dan
başlamak üzere, Marmara’nın büyük küçük hemen hemen bütün iskelelerine
uğradılar. Marmara bittikten sonra Çanakkale Boğazı’na girilmişti. Çanakkale’de
muharebe yerlerini bir gün boyunca gezdiler. Yusuf, Züleyha’ya Ali Osman Bey
ile muharebede yaralandıkları yeri gösterdi. Züleyha bunlardan etkilenmişti.
Doktor Emin
Bey fazla yaşlı olduğu için yolculuk ona yaramıyordu. Yolculuk sırasında
hastalandı ve bu hastalığın sonucunda vefat etti. Züleyha onu sonradan çok
sevmişti. Hatta ölünce ağladı. Taşucu gemisinin tayfasını Midilli, Sakız, Girit
gibi adalardan gelen düşkünler oluşturuyordu. Bu düşkünler geminin
eğlencelerini de düzenliyorlardı. Gemi artık Silifke’ye ulaşmıştı.
Bu
seyahat sonucunda, Yusuf Züleyha’yı hiç bu kadar konuşurken görmemişti. Belki
de bu deniz seyahati amacına ulaşmıştı. Resmî olarak ayrılmaları için iki ay
kalmasına rağmen Züleyha ile Yusuf’un arası hiç bu kadar yakın olmamıştı. Yusuf
ayrılmalarına rağmen Züleyha’nın hemen iyileşmesi için niçin bu deniz
seyahatini yapmıştı ve resmî olarak ayrılma süreleri gelene kadar Züleyha’nın
Gölyüzü’nde kalmasını istemişi. Yusuf buna cevap olarak, Züleyha’ya babasının
askerlikte kendisine yaptığı iyilikleri ve fedakârlıkları söyledi.
Züleyha,
çok sevdiği Gölyüzü’nde son günlerini yaşıyordu. Züleyha’nın ayrılma vakti
gelmişti. Yusuf ile birlikte Mersin istasyonuna gittiler. Züleyha asla
unutamayacağı deniz seyahati için Yusuf’a teşekkür etti. İstasyonda
konuşurlarken ekspres gelmişti. Züleyha büyük bir üzüntüyle Yusuf ile
vedalaşarak Mersin’den ayrıldı.
3-
KİTABIN ANA FİKRİ:
Hayata küsmüş ve hasta olan
insanları kazanmaya çalışalım. Her insan gibi onların da iletişime ihtiyaçları
vardır.
4-
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
Züleyha: Konuşmayı sevmeyen
ve kalabalık bir yerde bulunmak istemeyen, iyi eğitim görmüş, kültürlü bir
insandır. Yusuf’un üç yıl süre boyunca karısı olmuştur.
Yusuf: Her bulunduğu yerin hakim ve
sahibi kesilmek isteğinde bir erkekti. Sadece uşak, hizmetçiler değil, şahsiyet
sahibi, belli başlı birtakım insanlar da ona itaat ederlerdi. Züleyha’nın
kocasıdır.
Ali Osman Bey: Züleyha’nın babasıdır.
Birçok muharebede komutanlık yapmıştır. Ailesini işinden dolayı çok az görürdü.
Fedakâr bir askerdir.
Enise Hanım: Yusuf’un annesidir.
Çiftlikte sade bir hayat yaşayan, geleneklere bağlı bir kadındır.
5-
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Romanda birçok kişi, olay ve yer tasvir edilmiştir. Gemiyle yapılan
yolculuk sırasında Yusuf ile Züleyha’nın ziyaret ettikleri yerler de
anlatıldığı için bir gezi yazısı özelliği de taşımaktadır. Olaylarda ayrıntılara
da önem verilmiştir.
6-
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA
BİLGİ:
REŞAT
NURİ GÜNTEKİN (1889-1956)
Çağdaş Türk
edebiyatının oluşumunun öncülerinden olan Reşat Nuri Güntekin, roman, öykü ve
oyunlarında toplumun farklı kesimlerinin sorunlarını dile getirmiş;
yapıtlarıyla geniş kitlelere ulaşabilmiş biridir. Yarattığı etkileyici duyarlık
evreniyle; toplumun moral değerlerinin gelişmesinde, yetişmekte olan yeni
kuşakların duygu ve düşünce dünyalarının zenginleşmesinde yönlendirici
olmuştur.
Reşat Nuri, 25 Kasım 1889'da İstanbul'da doğdu. Babası askerî doktor Nuri Bey'dir. İlköğrenimini Çanakkale İptidai Mektebi'nde yaptı. Çanakkale İdadisi'nde bir buçuk yıl okuduktan sonra, bir süre İzmir Frere'ler Okulu'na devam etti. Buradan tasdikname ile ayrıldı, sınavla girdiği İstanbul Darülfünun (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nde yüksek öğrenimini tamamladı (1912). Bursa Sultanîsi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı (1913). İstanbul Vefa ve Erenköy liselerindeki müdürlüğü sonrası (1916-1919); Kabataş, Galatasaray, İstanbul Erkek liseleriyle; Çamlıca ve Erenköy Kız liselerinde Türkçe, edebiyat, felsefe, eğitbilim, Fransızca dersleri okuttu (1919-1931). Millî Eğitim müfettişi oldu (1931-39). Bir dönem Çanakkale milletvekili seçildi (1939-43). Millî Eğitim başmüfettişliği (1947); Paris Kültür Ateşeliği ve öğrenci müfettişliği görevlerinde bulundu (1950). Ateşeliği sırasında, UNESCO'da Türkiye temsilciliği yaptı. Emekli olduktan sonra (1954), İstanbul Şehir Tiyatroları'nda edebi kurul üyeliğine getirildi. Kanser tedavisi için Londra'ya gitti. 7 Aralık 1956'da burada öldü. Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü.
Başlıca
Yapıtları:
-
Yeşil Gece
-
Çalıkuşu
-
Damga
-
Eski Hastalık
-
Yaprak Dökümü
-
Kavak Yelleri
-
Yaban
-
Kavak Yelleri
Yorumlar
Yorum Gönder