NOKTA (.)
Anlamca tamamlanmış cümlelerin
sonunda kullanılır.
“Bu konuyu mutlaka
öğrenmeliyim.”
“Seni de bekliyoruz bu
akşamki yemeğe.”
Sözcüklerin kısaltılarak
yazılmaları halinde kullanılır.
“Seni bir de Dr. Ali Bey’e
götürelim.”
“Askerlere Yzb. Ahmet emir
vermiş.”
Sözcüklerin baş
harflerinin alınmasıyla yapılan kısaltmalarda artık nokta kullanılmıyor.
“Arkadaşım DSİ’de
çalışıyormuş.”
Rakamla yazılan tarihler
arasında kullanılır.
“15.5.1995 tarihinde
anlaşma imzalandı.”
Sıra bildiren “-ncı, -nci”
eklerinin yerine kullanılır.
“Şimdi de 2. maddeyi
inceleyelim.”
Saat ve dakikaların
yazımında kullanılır.
VİRGÜL (,)
Eş görevli sözcük ve söz
öbeklerinin aralarında kullanılır.
“Kitaplarını,
defterlerini, kalemlerini alıp gitti.”
cümlesinde nesnelerin
ayrılmasında,
“Kırmızı, güzel bir
arabası vardı.”
cümlesinde sıfatların
ayrılmasında kullanılmıştır.
Anlamca karışan öğelerin
ayrılmasında kullanılır.
“Yaşlı kadının yanına
yaklaştı.”
“Yaşlı, kadının yanına
yaklaştı.”
cümlesinde virgül özneyi
ayırmakta kullanılmıştır. Eğer olmasaydı, “yaşlı” sözü sıfat olurdu.
Arasözlerin başında ve
sonunda kullanılır.
“Bu evi, çocukluğumun
geçtiği yeri, asla sattırmam.”
İçinde başka virgül
bulunmayan sıralı cümlelerin ayrılmasında kullanılır.
“Beni çağırdı, kendisi
gelmedi.”
Cümle içindeki ünlem
bildiren sözcüklerden sonra kullanılır.
“Yoo, bu kadarına
dayanamam!”
Seslenme bildiren
sözcüklerden sonra kullanılır.
“Arkadaşlar, biraz beni
dinler misiniz?”
NOKTALI VİRGÜL (;)
Öğe sayısı fazla olan ya
da cümle içinde virgül bulunan sıralı cümleler arasında kullanılır.
“Öğretmen, elindeki not
defterini açtı; sözlü yapacağı bir öğrenci aradı.”
Bir bağlaçla birbirine
bağlanan cümleler arasında bağlaçtan önce kullanılır.
“Beni davet etmediniz; ama
bunun için size kızmıyorum.”
Aralarında nitelik farkı
bulunan söz öbeklerinin ayrılmasında kullanılır.
“Sözcükler isim, sıfat,
zamir, zarf; edat, bağlaç, ünlem; fiil gibi gruplara ayrılabilir.
Öznenin diğer öğelerle
karıştığı yerlerde kullanılır.
“Küçük; eski bir eve
girdi.”
cümlesinde giren
“küçük”tür. Eğer virgül koysaydık bu sözcük evin sıfatı olarak da
düşünülebilirdi.
İKİ NOKTA (:)
Bir cümlede açıklama
yapılacaksa, açıklamaya başlamadan hemen önce iki nokta kullanılır.
“Türkçe’de sözcük kökleri
iki ana gruba ayrılır: İsim ve fiil.
Kavramlar tanımlanırken ya
da açıklanırken kullanılır.
İsim: Varlıkları,
kavramları karşılayan sözcüklerdir.
Konuşma metinlerinde
kullanılır.
Ahmet: “Ne zaman geldiniz
eve?” diye sordu.
ÜÇ NOKTA (…)
Benzer örneklerin sürdürülebileceğini
göstermek için kullanılır.
“Bahçede elma, portakal, …
daha birçok meyve ağacı vardı.”
Anlamca tamamlanmamış
cümlelerin sonunda kullanılır.
“Bir de istediğimi
almamışsa….”
Söylenmek istenmeyen
sözler yerine kullanılır.
“Bu suçu … işlemiş olabilir.”
Bir alıntının alınmayan
yerleri yerine kullanılır.
Ahmet Haşim “… sözden
ziyade musikiye yakın …” sözleriyle tanımlamıştır şiiri.
Sözün bir yerde
kesildiğini anlatmak için kullanılır.
– Niçin gelmedin?
– Benim …
– Mazereti bırak da
gerçeği söyle.
Yüklemi bulunmayan
cümlelerin sonunda kullanılır.
“Karşıda başı dumanlı
dağlar … Yan tarafta küçük bir dere …”
SIRA NOKTALAR (…..)
Şiirde alınmayan
dizelerin, yazıda alınmayan bölümlerin yerine kullanılır.
Ne sitem ne korku
yalnızlıktan
…..
Süslenmiş gemiler geçse
açıktan
…..
dizelerindeki kafiyeleri
inceleyelim.
Konuşmalarda kişinin
sustuğunu göstermek için kullanılır.
– Neden geldin?
– …..
– Seni o mu çağırdı?
KISA ÇİZGİ (-)
Bir olayın başlangıç ve
bitiş tarihleri arasında kullanılır.
“Bu savaş 1939 – 1945
yılları arasında olmuştur.”
Birbiriyle ilgili ülke ya
da kavram isimleri arasında kullanılır.
“Türkiye – Suriye
ilişkileri biraz gergin.”
“Devlette yasama – yürütme
– yargı organları net olarak ayrılmalıdır.”
Cümle içindeki arasözlerin
başında ve sonunda kullanılır.
“Bu konuyu – sen de
hatırlarsın – onunla konuşmuştuk.”
Cümle sonunda sözcük yarım
kaldığında kullanılır.
“Şiir konusunda onun da
benimle aynı görüşte olduğunu duyunca çok sevindim.”
Eğer satır sonunda özel
isim bitmiş ve ona ait olan ek diğer satıra düşmüşse, arada kısa çizgi değil
kesme (‘) kullanılır.
“Sizinle geçen yıl bugün
yine aynı şehirde Ankara’da karşılaşmıştık .”
Dilbilgisinde eklerin ve
mastar halindeki fiillerin gösterilmesinde kullanılır.
“Kitapçı” sözcüğü “-çı”
yapım ekini almıştır.
“Çalışkan” sözcüğü
“çalış-” fiilinden türemiştir.
Osmanlıca tamlamalarda
kullanılır.
“Servet-i Fünun
edebiyatından sonra Fecr-i Ati topluluğu gelir.”
UZUN ÇİZGİ (—)
Konuşma metinlerinde,
konuşmaların başında kullanılır.
– Sen de bizimle gelecek
misin?
– Neden gelmeyeyim?
– Hiç, sordum sadece.
KESME İŞARETİ (‘)
Özel isimlere gelen çekim
eklerinin ayrılmasında kullanılır.
“Bu konuda bir de Ahmet’in
fikrini alalım.”
Eğer özel isim, yapım eki
almışsa çekim ekleri kesmeyle ayrılmaz.
“Bu soruyu bir de
İzmirlilere soralım.”
Sayılara ek getirilirken
kullanılır.
“Toplantı 10.45’te
başlayacaktır.”
Kısaltmalara ek geldiğinde
kullanılır.
“Sorun BM’de
görüşülecekmiş.”
İki sözcüğün
kaynaştırılarak söylenmesi sırasında ses düşmesi olursa ya da şiirde vezin
gereği ses düşmesi yapılmışsa kullanılır.
“Acep bu yerde var m’ola
Şöyle garip bencileyin”
“Yine n’oldu da
ağlıyorsun?”
Anlamca karışan
sözcüklerin yazımında kullanılır.
“Bu sorunun nasıl
çözüleceğini bilmiyorum.”
Cümlesinde altı çizili
sözün “soru” mu yoksa “sorun” mu olduğu belli değil. Bu karışıklığı kesmeyle
giderebiliriz.
“Bu soru’nun nasıl
çözüleceğini bilmiyorum.”
cümlesinde sözcüğün “soru”
olduğu açıklanmış olur.
SORU İŞARETİ (?)
Soru anlamı taşıyan
cümlelerin sonunda kullanılır.
“Sana bu haberi kim
verdi?”
Sözcüğün karşıt anlamının
ifade edilmek istendiği yerlerde kullanılır.
“Burada ondan daha akıllı
(?) biri var mı ki?
Kesin olarak bilinmeyen
tarihler yerine kullanılır.
“Yunus Emre (? – ?) Tekke
şiirinin kurucusudur.”
TIRNAK İŞARETİ (“ ”)
Cümle içinde başkasına ait
sözlerde kullanılır.
O bana: “Şimdi sizinle
gelemem.” demişti.
Cümle içinde geçen kitap,
dergi isimleri tırnak içine alınabilir.
Bu derste “Aşk-ı Memnu”
romanını inceledik.
Tırnak içindeki söze ek
gelirse, tırnaktan sonra gelir ve kesme kullanılmaz.
Siz bir de Haşim’in “O
Belde” sini okuyun.
Cümlede önemsenen,
vurgulanmak istenen sözcükler tırnak içine alınabilir.
Benim söylediklerim “vaad”
değil “gerçek”tir.
Alıntılar tırnak içine
alınarak verilir.
Yunus’un “Bana seni gerek
seni” dizesi, amacını ortaya koyar.
Tırnak içindeki cümlenin
içinde bir tırnak daha kullanmak gerekirse bu kez tekli tırnak (‘ ’)
kullanılır.
“Haşim, şiirin yoruma açık
olmasını ister ve daima ‘Şiir her okuyanda ayrı duygular uyandırmalıdır.’ der.”
PARANTEZ (AYRAÇ)
İŞARETİ ( ( ) )
Cümle içinde bir sözcüğün
eş anlamlısı verilirse kullanılır.
“Bu dizede teşhis
(kişileştirme) yapılmış.”
Cümledeki herhangi bir
sözcüğün açıklanması durumunda kullanılır.
“Kıbrıs konusunda iki ülke
(Türkiye ve Yunanistan) hiçbir zaman anlaşamaz.”
Cümle içinde kullanılan
tarihler ya da bir sözcüğün anlamıyla ilgili noktalamalar parantez içine
alınır.
“Bu öğretim yılında (1993
– 1994), devlet yine gelişmiş (?) eğitim sistemleri deneyecekmiş.”
Yabancı sözcüklerin
okunuşu parantez içinde gösterilir.
“Bacon (Beykın) ünlü bir
deneme yazarıdır.”
Tiyatro metinlerinde
hareketleri anlatan bölümler parantez içine alınır.
“Kadın (başını öne
eğerek): “Bilmiyorum.” dedi.
ÜNLEM İŞARETİ (!)
Ünlem cümlelerinin sonunda
kullanılır.
“Hey, bana baksana sen!”
“Yandım!”
“Aman Allah’ım!”
Bir sözün yanında parantez
içinde ünlem işareti bulunuyorsa, o söze inanılmadığını gösterir.
“Ne kadar nazik (!) biri
olduğunu göreceksin.”
Yorumlar
Yorum Gönder