Hisar'a Dair / Mehmet Nuri YARDIM

Hisar’a Dair                                                                 Mehmet Nuri Yardım
         Abdülhak Şinasi Hisar, en çok sevdiğim edebiyatçılardandır. Bugüne kadar değişik tarihlerde Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde, ESKADER’de,  Basın Müzesi’nde, Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde ve Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde toplam beş toplantı düzenledim. Bu sohbetler esnasında Sermet Sami Uysal, Necmettin Turinay, Selim İleri, Ömer Lekesiz, Doğan Hızlan ile büyük yazarımızı konuştuk. Kimisinde konuşmacıydım bu toplantıların, kimisinde yönetici. Bütün bu toplantılar, edebiyatseverlerden ilgi gördü.
         Bu programlardan birini Bâbıâli Sohbetleri’nde yapmıştık. Yazarın  vefatının 50. yıldönümü münasebetiyle 2 Mayıs 2013 tarihinde Cağaloğlu’nda toplanmıştık. Ertesi günü Merkezefendi Mezarlığı’nda yazarın kabrini ziyaret etmeyi kararlaştırmıştık. Üç kişi buluştuk. Yazarın kabrini bulabilmek için âdeta mezarlığı boydan boya taradık ama muvaffak olamadık. Sonunda mezarlıkta görevli bir memur kardeşimizin yardımıyla kabri bulunca bayram sevinci yaşamıştık. Edibimizin ruhuna dua edip Fatihalar okumuştuk. Mezartaşı toprağa gömülmüştü. Yanıbaşındaki çöp kutusunun üstünde sinekler dolaşıyordu. Zeytinburnu Belediyesi’ne müracaat ettik ve mezar güzel bir şekilde yapıldı.
         Boğaziçi’ni, eski İstanbul’u, eski zaman hayatımızı, kısacası bizim o köklü medeniyetimizi anlatan bir kalem erbabı, bir edebiyat üstadıdır Hisar. Ama ideolojilerin uzağında kaldığı için unutuldu, ihmal edildi, nisyana terkedildi. Belli bir zümrenin dışında herkes onu yok farzetti. Bugün de ne yazık ki az okunan kıymetli yazarlarımızdan biri de Abdülhak Şinasi’dir.
         Abdülhak Şinasi Hisar, 14 Mart 1887 tarihinde İstanbul’da doğdu. Türk basın tarihinde önemli bir yeri olan Hazîne-i Evrâk, Mürüvvet, İnsâniyet ve Cerîde dergilerini yayımlayan ve aynı zamanda hikâye ve tenkitler yazan babası Mahmut Celâleddin Bey, hayranlık duyduğu iki şair Şinasi ile Abdülhak Hamit Tarhan’ın adlarını ona verdi. Çocukluğu, kültürlü bir aile ortamı içinde Boğaziçi yalılarıyla Büyükada ve Çamlıca köşklerinde geçti. Abdülhak Şinasi, küçük yaştan itibaren bir Fransız mürebbiyeden Fransızca, o sırada Rumelihisarı’nda komşuları olan Tevfik Fikret’ten ise Türkçe dersleri aldı. 1898’de yatılı olarak Mekteb-i Sultânî’ye (Galatasaray Lisesi) girdi. Okulun daha ilk sınıfından itibaren edebiyatla ve özellikle şiirle meşgul olmaya başladı. 1905-1908 yılları arasında Paris’te Siyasal Bilgiler Yüksekokulu’nda öğrenim gördü. Jön Türk hareketine katıldı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. 1909’da bir Fransız şirketine memur olarak girdi. 1924’te Reji İdaresi’nde çalışmaya başladı. Balkan Birliği Cemiyeti Genel Sekreterliği yaptı. 1945’te Uluslararası Barış Kongresi’ne katılmak üzere ABD’ye gitti. 1984’ten sonra vefatına kadar sürekli İstanbul’da kaldı. 1921’den sonra Dergâh dergisinde “Kitaplar ve Muharrirler” başlığıyla yazdığı eleştirilerle adını duyurdu. Yarın, İleri ve Medeniyet dergilerinde şiirleri, eleştirileri yayınlandı. Ağaç, Türk Yurdu, Ülkü ve Varlık dergileriyle, Milliyet ve Dünya gazetelerinde yazdı. İlk romanı Fahim Bey ve Biz olan Hisar, genel olarak romanlarında Rumelihisarı, Büyükada, Çamlıca üçgeninde varlıklı ve kalburüstü insanların hayatlarını yansıttı. Olaylardan çok kahramanlarının duygu ve düşüncelerine öncelik verdi, eserlerinde şiirli bir dil ve özgün bir teknik kullandı. Abdülhak Şinasi Hisar, 3 Mayıs 1963 tarihinde İstanbul’da hayata ve dostlarına veda etti.
                   YENİDEN HATIRLANIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü; İstanbul’un ve özellikle Boğaziçi’nin güzelliklerini anlattığı eserleriyle tanınan Hisar’ı doğumunun 130. yılında özel bir programla yâd ediyor. Program bugün (17 Mayıs Çarşamba) Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Program kapsamında yapılacak panelde; yirminci yüzyıl Türk edebiyatının önde gelen roman, hatıra, biyografi ve tenkit yazarının hayatı, eserleri ve edebî kişiliği konuşulacak. Kısmetse idare edeceğim bu panelde Prof. Dr. Abdullah Uçman, Beşir Ayvazoğlu ve Dr. Necmettin Türinay konuşacaklar. Herkese açık ve ücretsiz olarak düzenlenecek program, saat 17.30’da başlayacak. Edebiyatsever dostları ve okuyucularımı bekliyorum.
Tebrik: Gazetemiz Milat’ın imtiyaz sahibi Ali Adakoğlu ve değerli eşi Sema Hanımefendinin, Elif Hüdâ ismini verdikleri kız çocukları dünyaya geldi. Ebeveyni tebrik ediyor, minik yavruya ve ailesine hayırlı, huzurlu, bereketli ve sağlıklı ömürler diliyorum.

Teşekkür: Oğlum Fatih Kerem’in Büşra Nur ile evlenmesi münasebetiyle Süleymaniye Darüzziyafe’deki düğün yemeğine katılarak, telefonla arayarak ve çiçek göndererek tebrik edenlere teşekkür ediyorum. Dostlar sağolsun varolsun. 

Yorumlar